Translation of "Gözü" in Japanese

0.006 sec.

Examples of using "Gözü" in a sentence and their japanese translations:

O gözü pek.

あいつは無鉄砲な男だ。

Onun gözü yemiyor.

彼は怖じ気づいちゃっているよ。

- Onun bir gözü görmüyor.
- Onun bir gözü kör.

- 彼は片方の眼が見えない。
- 彼は片方の目が不自由だ。

Köpeğin bir gözü kör.

その犬は片方の目が見えない。

Onun kadınlarda gözü yok.

彼は女を見る目がない。

Onun antikalarda gözü var.

彼は骨董品を見る目がある。

Gözü yaşsız kimse yoktu.

目に涙を浮かべない人は一人もいなかった。

Tom'un bir gözü kör.

- トムは片目が見えない。
- トムは片方の目が見えない。

Tom'un modern sanatta gözü var.

トムは現代美術を見る目がある。

Yaşlı adamın bir gözü kördür.

その老人は片目が見えない。

Çok fazla ışık gözü incitir.

光をあまり入れると目に悪い。

Tom, gözü yaşlı "üzgünüm" dedi.

「ごめんね」と言うトムの目には光るものがあった。

Onun gözü duvardaki resme takıldı.

壁の絵が彼の目に留まった。

İki gözü de mesafeyi ayrı ayrı ölçümlüyor.

‎ぞれぞれの目が ‎別々に機能し‎―

Onun boyama için keskin bir gözü vardır.

彼は絵には目が利く。

Bir insanın karnı doyar ama gözü doymaz.

目は胃袋より大きい。

- Aşkın kör olduğunu söylüyorlar.
- Aşkın gözü kördür derler.

「あばたもえくぼ」って言うからね。

Ama daha gözü pek olanlar şehrin içlerine kadar giriyor.

‎しかし中には深入りする者も

Erkek kardeşimin bir bursta gözü var bu yüzden üniversiteye gidebilir.

兄は大学にいけるように奨学金を狙っている。

- Aşk kördür.
- Aşkın gözü kördür.
- Aşk, doğası gereği kördür.
- Aşk doğal olarak kördür.

- 恋は本来盲目である。
- 恋は盲目。
- 愛は盲目。
- 痘痕も靨。

Jane şişman ve kaba ve çok sigara içiyor. Fakat, Ken onun güzel ve çekici olduğunu düşünüyor. Aşkın gözü kördür demelerinin nedeni bu.

ジェーンは太ってるし、態度も悪いし、煙草もぷかぷか吸うし。でも、ケンは彼女のことを可愛くてチャーミングだと思ってるんだな。『あばたもえくぼ』っていうけど、まさにそれだな。