Translation of "Saf" in Japanese

Saf güzellik.

純粋な美です

O biraz saf.

あいつってちょっと単純だよな。

Tom çok saf.

トムは人を信用しすぎる。

Şimdi çocuklar saf dürüstler.

子供は 純粋で正直です

Bu saf altın mı?

それは純金ですか？

O saf altın mı?

- それは純金ですか？
- それって、純金なの？

Marie saf bir öğrenci.

マリーは素朴な学生だ。

Deniz havası saf ve sağlıklıdır.

海辺の空気はきれいで健康的だ。

Saf su günlük yaşantımızda gereklidir.

きれいな水は我々の日常生活に必要だ。

Bu erdeme "saf nezaket" demeyi seviyorum.

だから私はそのような美徳を 「最低限シビリティ」と呼びます

Tek hissettiğim şey onun saf ihtişamıydı.

‎彼女のパワーのおかげだ

Yanında durduğumuz göl, saf pil asidinden yapılmış.

私達の脇にある湖は バッテリー液並の酸です

Orada olanlar onun saf altın olduğunu düşündü.

出席者はそれを純金だと思った。

Suyun ne kadar saf olduğunu kontrol ettiler.

彼らは水がどれぐらいきれいか調べた。

Gerçekten bu kadar saf olduğumu mu düşünüyorsun?

僕は騙されやすいと本当に思う？

- O inanılmaz derecede saf.
- O inanılmaz derecede toy.

彼女は、信じられないほどに世間知らずだ。

Tom her gün %100 saf portakal suyu içer.

トムは毎日果汁100%のオレンジジュースを飲んでいる。

Belki de bu noktada saf bir idealist olduğumu düşünüyorsunuz?

こんなことを言うと 理想主義者だと思われるでしょうか？

- Mary temiz kalpli bir öğrencidir.
- Mary saf bir öğrencidir.

メアリーは純真な学生です。

Kaynaklanan bir kıvılcımdı . Kumanda modülünün içindeki atmosfer saf oksijendi ve bu ortamda

配線 からの火花 でした。 コマンドモジュール内の雰囲気は純粋な酸素であり、この環境で

"Görünüşe rağmen, sen bir sapıksın." "Ben bir sapık değilim. Ben saf ve masum bir genç kızım." "Evet, evet, yok daha neler."

「お前、見かけによらず変態だな」「変態じゃないし。私は清純派の乙女よ」「はいはい、よく言うよ」