Translation of "Bunların" in Japanese

0.011 sec.

Examples of using "Bunların" in a sentence and their japanese translations:

Bunların hepsi kırılmış.

全部粉々だ

Tüm bunların sonucunda,

今では

Bunların hepsi ölçülebilir.

これらのものは どれも数字で表せます

Bunların hepsi boşunaydı.

- 全ては水の泡となりました。
- 全てが水の泡となった。

Bunların ötesine nasıl geçebiliriz?

それを乗り越える方法を考えましょう

Bunların hepsi birbirine benziyor.

- 彼らはみんな似たり寄ったりだ。
- どんぐりの背比べ。

Bunların hepsini almak istiyorum.

これ全部買いたい。

Bütün bunların arkasında mısın?

これ全部あなたの責任?

Affedersiniz, bunların maliyeti nedir?

- すみません、これいくらですか?
- すいません、これいくらですか?

Bunların hepsi İncil'den alıntılar.

これらはすべて聖書からの引用である。

Sizden bunların hepsini unutmanızı istiyorum.

そういうのは 全て忘れてください

Ve bunların hepsi aynı değil.

そして すべてが同じではありません

Ve bunların hepsi emilime uğramaz

全部は吸収されない

Bunların arasından herhangi birini seç.

これらの中からどれでも一つ選びなさい。

Bunların hepsi aynı çantada mıydı?

同じ袋の中にそれ全部が入ってたの?

Bunların hepsi Tom'un kitapları mı?

これ全部トムの本なの?

Bunların hepsinin fiyatı aynı mı?

値段は全部同じなんですか?

Bunların arasından bir tane seçin.

これらの中から1つ選びなさい。

Bunların nadir ve değerli çıktıları olacaktır

希少で有益な結果を生み出す この種の活動ができれば

Bunların hepsi online olarak yapılan şeyler.

オンラインで行え

Bunların toplam ağırlığı 40 milyar ton.

その総重量は400億トンです

Bunların her biri size kriz adına

いずれも責任が伴います

Aslında bunların hepsi ve daha fazlası.

すべてそうですし まだ他にもあります

Birleşmiş Milletler'in tüm üye devletleri bunların

国連に加盟するすべての国と地域は

KS: Bunların hepsini kendi başına yaptın.

(司会者)自分で全て演奏したんですね

Neyse ki tam da bunların ortasında

しかし幸いなことに この最中

Bunların hepsi senin kitapların mı, Tom?

これ全部トムの本なの?

Tabii ki bunların çoğu şaka yollu ama

もちろん 大半は取るにたらない話ですが

Ancak bunların çoğu bizlerin görebildiği olaylar değil.

それなのに そういった現象について 私たちはほとんど知りません

Ancak bunların büyük bölümü çoğunlukla bize görünmezdir.

海の生物のほとんどは 私たちには見えません

Tahmin edebileceğiniz gibi bunların hiçbiri kolay değil.

ご想像のとおり これは簡単なことではありません

Bunların hepsi bir ülkenin ihtiyaç duyduğu meslekler,

これらは国が必要とする 専門職でありながら

Bütün bunların bir yanlış anlama olduğuna eminim.

確かにこれはただの誤解です。

Bunların merkezindeki yoksul halk, bu etkiye maruz kaldı.

スラム街のコミュニティが この大打撃の矢面に立たされたのでした

Ve beni en çok etkileyen şey, bunların çoğunun,

非常に興味深いことに 彼らの多くには共通点があり—

Zahmetli soruları sormak ise bunların arasında olmasa gerek.

不都合な質問をしたりはしないのでしょう

Bu, açık ara farkla bunların hepsinin en iyisidir.

これは、全ての中で、断然いちばん良い。

Bunların hepsi. Tamam, suya dönmek için bu taraftan gidiyoruz.

全部ね 水の場所へ向かってる

Bazı insanlar tüm bunların sıradan bir mesele olduğunu düşünüyor.

こういったことを全て 些細なことだと感じる人もいます

Sonuçta bunların da kompakt olması lazım, katlanabilir ve hafif.

軽量であることが 建築システムに求められ

Bunların ikisinden birine sahip olabilirsiniz, fakat ikisine birden değil.

これらのうちどちらでも一つはあげるけど両方はだめだ。

Benim için bütün bunların başladığı 2010 yılına götürmeme izin verin.

私にとって 全てが始まった 2010年に遡りましょう

O dürüst ve çalışkandır ama erkek kardeşi bunların tam aksidir.

彼は正直で働き者だが彼の兄弟は全く反対だ。

Yaklaşık 600.000 adam… yarıdan az olsa da bunların bir kısmı Fransız'dı.

約60万の軍勢のうちフランス人は半数以下だった

Ve bunların üstesinden gelen olağanüstü insanları incelediği için bir sonraki adım için harika bir yer olacaktır .

とそれらを克服した並外れた人々を 調べるので、次に行くのに最適な場所 です。