Translation of "Arkasında" in Japanese

0.009 sec.

Examples of using "Arkasında" in a sentence and their japanese translations:

Tom çalışmalarının arkasında.

トムは勉強に後れている。

Bahçe evin arkasında.

家の後ろに庭があります。

- Ay, bulutların arkasında görünmez.
- Ay, bulutların arkasında gözükmez.

- 雲の陰に隠れて月は見えません。
- 雲に隠れて月が見えない。

- Çocuklar evin arkasında oynuyorlar.
- Çocuklar evin arkasında oynuyor.

子供たちは家の後ろで遊んでいる。

Ay, dağların arkasında kaybolurken...

‎月が山の向こうに隠れる

O, annesinin arkasında durdu.

その子は母親の後ろに立っていた。

Çantalar onun arkasında yığıldı.

そのバッグは彼の後に積み重ねられていた。

Perdenin arkasında saklandığını biliyorum.

あなたがカーテンの後ろに隠れていることはわかっています。

Tebessümün arkasında üzüntüsünü sakladı.

彼は微笑みで悲しみを隠した。

Şemsiyemi taksinin arkasında unuttum.

私はタクシーに傘を置き忘れた。

Birisi duvarın arkasında duruyor.

誰かが塀の後ろに立っている。

Bütün bunların arkasında mısın?

これ全部あなたの責任?

O, sandalyenin arkasında durdu.

彼はいすの後ろにたちました。

O, kapının arkasında duruyordu.

彼はドアの後ろに立っていました。

Biz salonun arkasında oturduk.

私たちは会場の後ろに座った。

Tom Mary'nin hemen arkasında.

トムはメアリーのすぐ後ろにいます。

Perdenin arkasında kim saklanıyor?

カーテンの陰に隠れているのは誰?

O, şemsiyesini arkasında bıraktı.

彼女は傘を置き忘れた。

Tom'un elleri arkasında bağlıydı.

トムの両手は後ろで縛られた。

Tüm gün sahne arkasında oturdum,

世界で最も有名なプロレスラーたちと 過ごすことができました

Evimin arkasında bir bahçe var.

家の後ろに庭があります。

Evimizin arkasında bir kulübe var.

家の後ろに小屋がある。

Evin arkasında bırakılan kedisini düşündü.

彼女は家に残された猫のことを思い出した。

Arkasında zengin bir destekleyicisi var.

彼の背後には資産家が控えている。

Ahır çiftlik evinin tam arkasında.

農家のちょうど後ろに馬小屋がある。

Güneş bir bulutun arkasında kayboldu.

太陽が雲のかげに隠れた。

Onun kafasının arkasında gözleri var.

彼は抜け目がない。

Tiyatronun arkasında bir otopark var.

劇場の裏に駐車場がある。

Evin arkasında bir bahçe var.

家の後ろに庭があります。

Evimin arkasında bir kilise var.

私の家の後ろには教会がある。

Evimizin arkasında bir bahçe var.

私たちの家の後ろに庭があります。

Şeytan haçın arkasında pusuda bekliyor.

寺の隣に鬼が住む。

O, kapının arkasında kendini sakladı.

彼は戸の陰に隠れた。

Tom tam Mary'nin arkasında durdu.

トムはメアリーのすぐ後ろに立っていました。

Direksiyonun arkasında daha rahat hissediyorum.

僕は運転していた方が気が楽なんだ。

Tom genellikle sınıfın arkasında oturur.

トムは大体教室の後ろの方に座っている。

Yuvanın en arkasında, pek hareket etmiyor.

‎彼女は巣穴の奥にいて ‎ほとんど動くことはなかった

Araba arkasında bir toz bulutu bıraktı.

車が去った後には、もうもうと砂ぼこりが上がった。

Evimin arkasında bir mutfak bahçesi var.

我が家の裏には家庭菜園があります。

Evin arkasında büyük bir bahçe vardı.

家のうらに広い庭があった。

Perdenin arkasında gizli bir kapı bulduk.

われわれはカーテンの背後に秘密のドアを見つけた。

Çocuk büyük bir ağacın arkasında saklanıyordu.

その子は大きな木の陰に隠れていた。

Tom'u pikap kamyonumun arkasında hastaneye götürdüm.

僕のピックアップトラックの荷台に乗せて、トムを病院まで連れってたんだ。

Evinin arkasında büyük bir bahçe var.

彼の家の裏手には広い庭がある。

Güneş, bir bulutun arkasında gözden kayboldu.

太陽が雲の後ろに隠れた。

Çalının arkasında bir şey hareket ediyor.

何かが茂みの後ろで動いている。

Evimin arkasında küçük bir gölet var.

私の家の裏に小さな池がある。

Şifonyerin arkasında büyük bir örümcek yaşıyor.

- 大きいクモが箪笥の後ろにいるよ。
- 大きな蜘蛛がタンスの後ろに潜んでる。

Tehlikeli şekilde yerleştirilmiş birçok ceketin arkasında gizlenmiştir,

乱雑に掛けられた たくさんのコートに埋もれていて

Yani batının şu tarafta, kanyon yarığının arkasında

西はこっちなんだな

Araba arkasında bir toz bulutu yükselterek geçti.

その車は、後ろに砂ぼこりをたてて通り過ぎた。

Bay Fuji arkasında dört çocuk bırakarak öldü.

藤さんがあとに4人の子を残して死にました。

O, arkasında izleyen köpeği ile yürüyüşe çıktı.

彼は犬を従えて、散歩に出かけた。

Karısı iki sevgili çocuğunu arkasında bırakarak öldü.

彼の妻は二人の愛の結晶を残して死んだ。

Tiyatroda çok uzun bir kişinin arkasında oturdum.

私は劇場でとても背の高い人の後ろに座った。

O yüksek binanın arkasında bir kütüphane var.

あの高いビルの後ろに図書館があります。

Önceden evimin arkasında büyük bir kiraz ağacı vardı.

以前は私の家の裏に、大きな桜の木がありました。

Bir sürü eski kutunun arkasında bir şey gördü.

たくさんの古い箱の後ろに何かが見えました。

Polis, sahnenin arkasında sicim çeken biri olduğunu söylüyor.

背後で糸を引いている人物がいると警察は言っている。

Tiyatroda çok uzun boylu bir adamın arkasında oturdum.

私は劇場でとても背の高い人の後ろに座った。

Arabanın arkasında oturan bir kişi hariç herkes kaza anında öldü,

後部座席の1人以外は みんな即死でした

Luciano'nun arkasında topluluk olabilir fakat o hâlâ acemi bir çaylak.

ルチアーノは大声援を背負って戦えるかもしれないが、彼はまだヒヨコに過ぎない。

Bir yüz çıbanım var.Bir burun deliğinin arkasında acılı bir yumru var.

面疔ができた。小鼻の奥に1個、痛い塊がある。

- Sanırım yapmak zorunda olduğumuz her şeyin arkasında yapmak istediğimiz bir şey vardır.
- Sanırım yapmak zorunda olduğumuz her şeyin arkasında yapmak istediğimiz bir şey var.

私達がしなければならないことそれぞれの背後には自分たちがしたい何かがあると思うんだ。

Bir dakikalığına arabamın arkasında durup bana fren lambalarımın çalışıp çalışmadığını söyler misin?

ちょっと車の後ろに立って、ブレーキランプが作動してるか教えてくれない?

Siyah insanlar otobüsün arkasında oturmak ya da doluysa ayakta durmak zorunda kaldılar.

黒人はバスの後部に座るか、もしも後部がつまってしまえば立たねばならなかった。

O bana kirli bir caddede yüksek bir duvarın arkasında eski bir okuldan bahsetti.

彼はきたない通りにある高い塀の中の古い学校について話してくれました。

Bu banka çalışanları son zamanlarda çok kibarca küstah görünüyor. Ben bunun arkasında ne olduğunu merak ediyorum.

最近の銀行員の態度はなんと慇懃無礼なことか。何様だと思ってるんだ。