Translation of "Birinden" in Japanese

0.004 sec.

Examples of using "Birinden" in a sentence and their japanese translations:

Birinden hoşlanıyor musun?

今好きな人いる?

Onun evlendiğini birinden duydum.

彼女が結婚したということを風の便りに聞いた。

Jack başka herhangi birinden daha akıllıdır.

ジャックは他の誰よりも賢い。

Jack başka herhangi birinden daha zekidir.

ジャックは他の誰よりも賢い。

Onu herhangi birinden daha iyi tanırım.

彼のことなら誰よりも分かってる。

Bu resimlerin herhangi birinden hoşlanıyor musun?

- これらの絵でどれか気になるものはありますか。
- この絵の中で、どれか気に入ったものはある?

Annem herhangi birinden daha erken kalkar.

母は誰よりも先に起きる。

Bay Brown diye birinden telefon var.

ブラウンさんから電話のようです。

Tabii çocukluk saflığımla birinden birini seçeceğimi zannettim.

純粋だった私は いつか 性別を選ぶ日が来ると思っていました

O, kuzeydeki en iyi ailelerin birinden gelmiştir.

彼は北部で一番の名家の中の一つの出だ。

Jim arkadaşlarının herhangi birinden daha uzun boylu.

ジムは友達の誰よりも背がたかい。

Bu belgelerin her birinden iki kopya istiyorum.

この書類をそれぞれ2部ずつコピーしてほしいんだが。

Ama lütfen, bunu sayısız iş yürütmüş birinden duyun:

でも何十もの会社を経営した私の 見解はこうです

O, bu şehirdeki herhangi başka birinden daha zengin.

彼はこの町でいちばんの金持ちだ。

Bu diğer mağazaların herhangi birinden daha ucuz değildi.

それは他の店より全然安くなかった。

Dünya nüfusunun üçte birinden fazlası kıyı yakınında yaşar.

世界人口の三分の一が、沿岸部に住んでいる。

O sınıfındaki başka birinden daha iyi şarkı söyleyebilir.

彼女はクラスの誰よりも歌がうまい。

John Fransızcada sınıf arkadaşlarının herhangi birinden çok üstün.

ジョンは級友のだれよりもフランス語ができる。

Bu daire, binadaki herhangi başka birinden daha büyüktür.

このアパートの部屋はそのビルの中で他のどのアパートの部屋よりも大きい。

Peki ya sizin kadar kültürlü olmayan birinden nefret etmek?

自分より見識を持たない人を嫌うことは どうでしょう?

O, İngilizce konuşmakta sınıf arkadaşlarının herhangi birinden daha iyidir.

英語を話すことでは彼女はクラスの誰よりも勝っている。

Ben onu diğer çocukların herhangi birinden daha çok seviyorum.

私は他のどの少年よりも彼が好きだ。

Birinden daha aşağıda olduğunu hissetmek için hiçbir neden yoktur.

- あなたはだれにも劣等感を感じる理由はない。
- あなたが誰かに劣等感を感じる理由はないのです。

Deneyimli bir kişinin deneyimsiz birinden daha iyi yapacağını söylemek gereksizdir.

経験のあるもののほうがない者よりも役に立つのはいまさら言うまでもない。

Mali konularla ilgili olarak, Bay Jones şirketteki başka birinden daha çok bilir.

財務的な事柄に関して、ジョーンズ氏は会社の誰よりも知っている。

Tom onlardan birinden her zaman soğuk algınlığı kapmaktan korktuğu için çocukların etrafında olmaktan hoşlanmaz.

トムは子どもの近くにいるのを好まない。というのは、そのうちの一人から風邪をうつされることをいつも恐れているからだ。

Birkaç yazar ve birkaç konuyla ilgili mükemmel bir bilgi birçoklarıyla ilgili yüzeysel olan birinden çok daha değerlidir.

少数の作家と少数の主題についての完全な知識のほうが、多数の作家と主題についての表面的な知識よりも価値がある。

Diğer insanlar tarafından nefret edilmekten korktuğunu söylüyorsun fakat bizzat senin de hoşlanmadığın bazı insanlar vardır, değil mi? Rakamsal olarak konuşursak, senin hoşlanmadığın ve senden hoşlanmayan eşit sayıda insan vardır. Birisiyle ilgili nefretinden vazgeçsen, başka biri de senden nefret etmekten vazgeçecektir demiyorum; bu sadece sen birinden nefret edersen, o zaman başka biri de senden nefret eder gerçeğini değiştiremezsin anlamına gelir. Sadece vazgeçip ve o gerçeği kabul edersen hayat çok daha kolay olacaktır.

人に嫌われるのが怖いって言うけどさ、君も苦手な人いるでしょ。数学的に言って、同じ数の人が君のこと苦手なんだよ。これは別に、嫌いな人をなくせば誰からも嫌われなくなるって言いたいんじゃなくて、単純に君に嫌いな人がいるように誰かに嫌われることがあっても仕方ないってこと。そこを諦めればもっと気楽に生きられるんじゃないかな。