Translation of "Sarı" in Italian

0.013 sec.

Examples of using "Sarı" in a sentence and their italian translations:

Yapraklar sarı!

Le foglie sono gialle!

Çiçekler sarı.

I fiori sono gialli.

Peynir sarı.

Il formaggio è giallo.

- Çiçekler sarı.
- Çiçekler sarıdır.
- Bu çiçekler sarı.

I fiori sono gialli.

Zehirli sarı kurbağa.

Una rana dal dardo velenoso.

Sarı elmalarımız var.

- Abbiamo delle mele gialle.
- Noi abbiamo delle mele gialle.

Tüm toplar sarı.

Tutte le palle sono gialle.

Onlar sarı çiçek.

Questi sono dei fiori gialli.

Toplardan bazıları sarı.

- Alcune delle palline sono gialle.
- Alcune delle palle sono gialle.

Peynir sarı değildir.

Il formaggio non è giallo.

- Bahçedeki tüm çiçekler sarı.
- Bahçedeki bütün çiçekler sarı.

Tutti i fiori nel giardino sono gialli.

Sarı ve yeşilin tonları

Tonalità di giallo e verde

Bir sarı gül var.

C'è una rosa gialla.

Ben sarı olanını alacağım.

- Prenderò quello giallo.
- Prenderò quella gialla.

- Onlar sarı.
- Onlar korkak.

- Sono gialli.
- Sono gialle.

O, sarı evde yaşıyor.

- Abita nella casa gialla.
- Lui abita nella casa gialla.
- Vive nella casa gialla.
- Lui vive nella casa gialla.

Sarı kazağımı çok severim.

Amo il mio pullover giallo.

Onun sarı saçı var.

- Ha i capelli biondi.
- Lei ha i capelli biondi.

Büronun kapısı sarı renklidir.

La porta dell'ufficio è gialla.

Birkaç top, sarı renktedir.

- Alcune delle palline sono gialle.
- Alcune delle palle sono gialle.

Sarı eşarbımı beğenmiyor musunuz?

- Non ti piace la mia sciarpa gialla?
- Non vi piace la mia sciarpa gialla?
- Non le piace la mia sciarpa gialla?

O tebeşir sarı değildir.

Quel gesso non è giallo.

Bu sarı bir gül.

Questa è una rosa gialla.

Benim sarı saçım var.

- Ho i capelli biondi.
- Io ho i capelli biondi.

Emily'nin sarı saçları var.

Emily ha i capelli biondi.

Bu elma sarı mı?

La mela è gialla?

- Peynir sarı.
- Peynir sarıdır.

Il formaggio è giallo.

Ben sarı kazağımı seviyorum.

Amo il mio pullover giallo.

- Çiçekler sarı.
- Çiçekler sarıdır.

I fiori sono gialli.

Bahçe sarı çiçeklerle doluydu.

Il giardino era pieno di fiori gialli.

İşte sarı bir gül.

Ecco una rosa gialla.

Kırmızı, yeşil ve sarı olabiliyorlar.

Possono essere rosse, verdi o gialle.

Hakem ona sarı kartı gösterdi.

L'arbitro gli ha mostrato il cartellino giallo.

Mary'nin uzun sarı saçı var.

- Mary ha dei lunghi capelli biondi.
- Mary ha i capelli lunghi e biondi.

Sarı bir tane de var.

Ce n'è anche una gialla.

Bugün birçok sarı kelebek gördük.

- Abbiamo visto molte farfalle gialle oggi.
- Noi abbiamo visto molte farfalle gialle oggi.

Mary sarı bir elbise giyiyor.

Mary sta indossando un vestito giallo.

Büyük sarı muzumu bulmak istiyorum.

- Voglio trovare la mia grande banana gialla.
- Io voglio trovare la mia grande banana gialla.

Sarı bir spor arabaya sahibiz.

- Possediamo una macchina sportiva gialla.
- Noi possediamo una macchina sportiva gialla.
- Possediamo un'auto sportiva gialla.
- Noi possediamo un'auto sportiva gialla.
- Possediamo un'automobile sportiva gialla.
- Noi possediamo un'automobile sportiva gialla.

Bu sarı kazağı niçin denemiyorsun?

Perché non ti provi addosso questo maglione giallo?

Bahçe güzel sarı çiçeklerle doluydu.

Il giardino era pieno di bei fiori gialli.

Akşamleyin güneş sarı değildir. Turuncudur.

Il sole di sera non è giallo, è arancione.

O, şu sarı evde yaşıyor.

- Vive in quella casa gialla.
- Lui vive in quella casa gialla.
- Abita in quella casa gialla.
- Lui abita in quella casa gialla.

Onun uzun sarı saçları vardı.

- Aveva dei lunghi capelli biondi.
- Lei aveva dei lunghi capelli biondi.

Yan yana koyduğumuzda parlak sarı rengin

Se affianchiamo le immagini,

Kız saçına sarı bir kurdele takıyordu.

La ragazza aveva un nastro giallo nei capelli.

Jane'in saçında sarı bir kurdela vardı.

Jane aveva un fiocco giallo nei capelli.

Batan güneş sarı değildir ama turuncudur.

Il sole di sera non è giallo, è arancione.

Onun uzun sarı saçları rüzgârda uçuştu.

I suoi lunghi capelli biondi volavano al vento.

Hayatımda sarı bir denizaltı hiç görmedim.

- Non ho mai visto un sottomarino giallo in vita mia.
- Io non ho mai visto un sottomarino giallo in vita mia.

Tom'un sarı bir spor arabası var.

- Tom possiede un'auto sportiva gialla.
- Tom possiede un'automobile sportiva gialla.
- Tom possiede una macchina sportiva gialla.

Onun sarı bir spor arabası var.

- Possiede una macchina sportiva gialla.
- Lui possiede una macchina sportiva gialla.
- Possiede un'auto sportiva gialla.
- Lui possiede un'auto sportiva gialla.
- Possiede un'automobile sportiva gialla.
- Lui possiede un'automobile sportiva gialla.

- Sarı saçlı bir kız seni görmeye geldi.
- Sarı saçlı bir kız sizi görmeye geldi.

Una ragazza con i capelli biondi è venuta a trovarti.

Annem erkek kardeşime sarı bir şemsiye aldı.

Mia madre ha comprato a mio fratello un ombrello gialo.

Aşırı derecede sarı rengine maruz kalmak bebekleri ağlatıyor.

mentre grandi quantità di giallo fanno piangere i bambini.

Sarı, genellikle çok mutlu bir renk olarak anılır.

Di solito, il giallo è visto come un colore molto felice.

Ama anne bundan sonra, sarı rengi daima tehlikeyle

ma la madre assocerà per sempre il colore giallo

Karaçalının üzerindeki çiçeği gördünüz mü? Sarı olan kısmı?

Vedi questo piccolo fiore sull'arbusto, questa macchiolina gialla?

İşte gece şehirde avlanan sarı renkte bir fırsatçı.

Un predatore notturno che si aggira senza paura in città.

Avrupalıların gelişinden önce sarı humma bir sorun değildi.

Prima dell'arrivo degli europei, la febbre gialla non è stata un problema.

- Olgun muzlar sarıdır.
- Olgun muzun sarı rengi vardır.

- Le banane mature sono gialle.
- Le banane mature hanno il colore giallo.

Anne bir anlığına, bulanık bir şekilde sarı rengi görüyor,

La madre vede solo la sfocatura del giallo per un istante,

Bazı zehirli sarı kurbağalar bir insanı öldürecek kadar zehir barındırır.

Alcune di queste rane hanno così tanto veleno da uccidere un uomo.

Bir sürü çiçeğim var. Bazıları kırmızı ve bazıları da sarı.

- Ho molti fiori. Alcuni sono rossi e altri sono gialli.
- Ho molti fiori. Alcuni sono rossi e alcuni sono gialli.
- Io ho molti fiori. Alcuni sono rossi e alcuni sono gialli.

Onun adı Geppetto'ydu fakat mahallenin çocuklarına göre tam sarı mısır renginde her zaman taktığı peruktan dolayı o, Palendina oldu.

Il suo nome era Geppetto, ma i ragazzi del vicinato, a causa della sua parrucca gialla come il granturco, lo chiamavano Polendina.

Aşama 1. 0.5 litre bitkisel yağı (herhangi bir içyağı veya yağın ve içyağının bir karışımı) yüksek ateşte çömlekte ısıtın, 400 gram doğranmış soğan ekleyin, soğanlar sarı bir renge ulaşana kadar kızartın, sonra da 1 kilogram et (hangi cins olursa olsun) ekleyin.

1° passo. Scaldate l'olio vegetale (0,5 L) (qualsiasi grasso o una miscela di olio e grasso) nella pentola a fuoco vivace, aggiungete le cipolle a fette (400 g), friggete fino a quando le cipolle prendono un colore giallo, poi aggiungete la carne (di qualsiasi tipo) (1 kg).