Translation of "Kafası" in Italian

0.013 sec.

Examples of using "Kafası" in a sentence and their italian translations:

- Tom'un kafası karıştı.
- Tom'un kafası karışık.

- Tom è confuso.
- Tom è squilibrato.

Tom'un kafası karıştı.

Tom era confuso.

Heykelin kafası yok.

La statua non ha la testa.

Tom'un kafası karışmış.

Tom è distratto.

Kimin kafası karışmış?

Chi è confuso?

Kafası karışmış görünüyorsun.

- Sembri confuso.
- Sembri confusa.
- Sembra confuso.
- Sembra confusa.
- Sembrate confusi.
- Sembrate confuse.

Herkesin kafası karışık.

- Tutti sono confusi.
- Sono tutti confusi.

Herkesin kafası karışıktı.

- Erano tutti confusi.
- Tutti erano confusi.

Onun kafası griydi.

La sua testa era grigia.

Tom kafası karışmış görünüyor.

Tom sembra confuso.

Tom'un tamamen kafası karışmış.

- Tom è completamente disorientato.
- Tom è totalmente disorientato.

Tom kafası karışmış görünüyordu.

Tom sembrava confuso.

Tom'un şimdi kafası karışmış.

- Tom è confuso ora.
- Tom è confuso adesso.

Tom'un kafası bandajla sarılı.

- Tom ha la testa coperta di bende.
- Tom ha la testa coperta di fasciature.

Tom'un kafası biraz karışık.

Tom è un po' confuso.

Çocuklar kafası karışmış görünüyor.

I bambini sembrano confusi.

Herkesin kafası biraz karışıktı.

- Sono tutti un po' confusi.
- Sono tutti un pochino confusi.

Başlangıçta Tom'un kafası karıştı.

Tom era confuso inizialmente.

Sanırım Tom'un kafası karışmış.

- Penso che Tom sia confuso.
- Io penso che Tom sia confuso.

Tom biraz kafası karıştı.

Tom è un po' confuso.

Tom'un soruyla kafası karıştırıldı?

Tom era confuso dalla domanda.

Tom'un kafası çok karışıktı.

Tom era così confuso.

Tom'un kafası hep meşguldür.

Tom è sempre preoccupato.

Tom tamamen kafası karışık.

Tom è completamente confuso.

Tom'un sadece kafası karışık.

- Tom è solo confuso.
- Tom è soltanto confuso.
- Tom è solamente confuso.

Tom'un hâlâ kafası karışık.

- Tom è ancora frastornato.
- Tom è ancora stordito.

Tom'un tamamen kafası karışıktı.

Tom era completamente confuso.

Tom'un gerçekten kafası karışmış.

- Tom è molto confuso.
- Tom è davvero confuso.

Genç askerin kafası karıştı.

Il giovane soldato era confuso.

Tom'un çok kafası karışıktı.

Tom era molto confuso.

Kafası karışık olduklarını söylediler.

- Hanno detto che erano confusi.
- Hanno detto che erano confuse.
- Dissero che erano confusi.
- Dissero che erano confuse.

Onların kafası karışık, değil mi?

Sono confusi, vero?

Tom biraz kafası karışmış görünüyor.

Tom sembra essere un po' confuso.

- Tom şaşırmıştı.
- Tom kafası karışmıştı.

Tom era perplesso.

Tom korkmuştu ve kafası karışmıştı.

Tom è spaventato e confuso.

Tom kızgındı ve kafası karışıktı.

Tom era arrabbiato e confuso.

Tom bütünüyle kafası karışmış görünüyor.

Tom sembra completamente confuso.

Tom'un ne hakkında kafası karışmış?

Per cosa era confuso Tom?

Tom biraz kafası karışmış görünüyordu.

Tom sembrava un po' confuso.

Tom hafifçe kafası karışmış görünüyor.

Tom sembra leggermente confuso.

Tom gerçekten kafası karışmış görünüyordu.

- Tom sembrava davvero confuso.
- Tom sembrava veramente confuso.

Tom biraz kafası karışık görünüyordu.

Tom sembrava un po' confuso.

Tom muhtemelen kafası karışık olmayacak.

Tom probabilmente non sarà confuso.

Tom Mary'nin kafası karışmış olduğunu söyledi.

- Tom ha detto che Mary era intrigata.
- Tom disse che Mary era intrigata.

Tom'un biraz kafası karışmış, değil mi?

Tom è un po' confuso, vero?

- O aklı başında biri.
- Onun kafası çalışıyor.

- Ha una buona testa sulle spalle.
- Lui ha una buona testa sulle spalle.

O çocuğun çok büyük bir kafası vardır.

- Quel bambino ha la testa molto grande.
- Quella bambina ha la testa molto grande.

- Tom çok şaşkın.
- Tom'un çok kafası karışmış.

Tom è molto confuso.

Tom hâlâ kafası karışmış gibi görünüyor mu?

Tom sembra ancora confuso?

Tom'un her zaman kafası karışık, değil mi?

Tom è sempre confuso, vero?

Tom'un gittikçe daha çok kafası karışmaya devam etti.

Tom era sempre più confuso.

Tom bir şey tarafından kafası karışmış gibi görünüyor.

Tom sembra essere confuso da qualcosa.

Tom ve Mary her ikisinin de kafası karışmış.

Sia Tom che Mary erano confusi.

- Tom çok şaşkın görünüyor.
- Tom çok kafası karışmış görünüyor.

Tom sembra molto confuso.

Tom'un kafası çok doluydu, bu yüzden dikkatini yola yeterince veremiyordu.

Tom aveva un sacco di cose in mente, così non prestava sufficiente attenzione alla sua guida.

- Tom sarhoş.
- Tom kafayı bulmuş.
- Tom'un kafası güzel.
- Tom uyuşturucu almış.

- Tom è fatto.
- Tom è drogato.
- Tom è strafatto.
- Tom è fumato.
- Tom è sballato.