Translation of "Yerinde" in Hungarian

0.006 sec.

Examples of using "Yerinde" in a sentence and their hungarian translations:

- Yerinde olsam onu yapmam.
- Yerinde olsam, yapmam.
- Yerinde olsam, öyle yapmam.
- Senin yerinde olsam, onu yapmazdım.

A te helyedben én ezt nem tenném.

Elim yerinde duruyor.

Még megvan a kezem.

Öğretmenimizin havası yerinde.

A tanárunk jó hangulatban van.

İş yerinde yoğunum.

Most túlságosan lefoglal a munkám.

Her şey yerinde.

Minden a helyén van.

Yerinde olsam giderim.

A helyedben mennék.

- Yerinde olsam onu önemsemem.
- Yerinde olsam onu görmezden gelirim.

Ha a helyedben lennék, ügyet se vetnék rá.

- Yerinde olsam ona sorarım.
- Senin yerinde olsaydım, ona sorardım.

Ha a helyedben lennék, megkérdezném tőle.

Kimse heyecandan yerinde duramıyordu.

Hihetetlenül boldogok voltunk.

Yerinde olsam, onu yapmam.

Ha helyedben lennék, én nem tenném.

Yerinde olsam, şunu alırım.

A helyedben azt venném meg.

Senin yerinde olsaydım giderdim.

A te helyedben lelépnék.

Yerinde olsam, aynısını yaparım.

Én is ezt tenném a helyedben.

Söylenti kasabanın her yerinde.

Az egész városban ezt pletykálják.

Yerinde olsam onu içmem.

Én nem innám azt meg a helyedben.

Yerinde olsam onu yemem.

Én azt meg nem enném a te helyedben.

Avrupa'nın her yerinde bulundum.

Már mindenütt voltam Európában.

Şehrin her yerinde bulundum.

Mindenhol voltam.

Yerinde olsam onu yaparım.

A helyedben megtenném.

Onun bugün keyfi yerinde.

Ma jó a kedve.

Yerinde olsam onu önemsemem.

Ha a helyedben lennék, ügyet se vetnék rá.

- Vücudumun her yerinde çürüklerim var.
- Vücudumun her yerinde çürükler var.

Tele vagyok zúzódással.

yerinde aynı şeyleri istiyorlar,

ugyanazon célokat tűzné ki a munkájában,

Yerinde olsam ona yardım ederim.

Ha a helyedben volnék, én segítenék neki.

Yerinde olsam derhal eve giderim.

Ha a helyedben lennék, rögtön hazamennék.

Onun yerinde olsan ne yapardın?

Mit tennél a helyében?

Senin yerinde olsaydım Tom'la konuşurdum.

Én a helyedben beszélnék Tamással.

Senin yerinde olsam doktoru ararım.

A te helyedben hívnám az orvost.

Sürekli yerinde tutan kuralları değiştirmek için,

a játékszabályok megváltoztatása érdekében.

Dünyanın her yerinde Kadın Yürüyüşleri yapıldı.

Megszerveztük a Nők Demonstrációját szerte a világon.

Tam, atmacanın şehirdeki evinin orta yerinde.

A héja szülővárosának szívében.

ABD'nin her yerinde haftada dört kez

a heti négyszeri országos gyakoriságra

Dünyanın başka yerinde bir benzeri yok.

Nincs a világon ehhez fogható kutatás.

Bankanın ülkenin her yerinde şubeleri var.

A banknak vannak fiókjai az ország minden részében.

Yerinde olsam o ata bahis oynamam.

A helyedben nem fogadnék arra a lóra.

Tom'un hali vakti çok yerinde değil.

Tominak nem valami jól megy a sora.

Ben senin yerinde olsam tereddüt etmem.

- A helyedben nem haboznék.
- Ha én a helyedben lennék, nem vacakolnék annyit.

Tom dünyanın her yerinde uçuş yapar.

Tom az egész világot átrepüli.

Sen her zaman keyfi yerinde görünüyorsun.

Úgy tűnik, mindig jó hangulatban vagy.

Tom iş yerinde genellikle kravat takar.

Tom munka közben általában nyakkendőben van.

Tom'un vücudunun her yerinde yanıkları vardı.

Tom teste tele volt égésekkel.

Aklımızın bir yerinde bu fikirlere sahip olduğumuzda,

És ha ez folyamatosan ott motoszkál bennünk,

Amerika Birleşik Devletleri'nde ve dünyanın her yerinde

Hány csillió banánt fogyasztunk az USA-ban naponta?

Daha çok toplulukta, dünyanın daha çok yerinde

Hogy több fiatalhoz, több közösséghez érjen el,

Dünyanın herhangi bir yerinde gençlerin kendi dilerinde

Rendelkezhetünk-e azonnali fordítással a fiatalok számára,

Ne oldu? Dairenin her yerinde su var.

Mi történt? Az egész lakás tiszta víz.

- Hiç keyfim yok.
- Keyfim çok yerinde değil.

- Nincs valami jó kedvem.
- Nem vagyok nagyon jó kedvemben.
- Nem vagyok rózsás hangulatomban.

Senin yerinde olsam bu kadar iyimser olmam.

A helyedben nem lennék olyan optimista.

Tom'u aramak için şehrin her yerinde bulundum.

Az egész várost tűvé tettem Tomért.

- Tom pek ilerleme kaydedemedi.
- Tom yerinde saydı.

Tom nem sok lépést tett előre.

Dünyanın herhangi bir yerinde her yedi dakikada bir

Hét percenként egy serdülő fiút vagy lányt,

- Tom sağlıklı.
- Tom'un sağlığı iyi.
- Tom'un sağlığı yerinde.

Tom egészséges.

Cinsel taciz iş yerinde ciddi bir sorun olabilir.

a szexuális zaklatás komoly probléma lehet a munkahelyen.

Tom iş yerinde gizli bir Noel Baba düzenliyor.

Tamás szervezi a munkahelyén a karácsonyi ajándékozást, ahol kihúzzák egymás nevét, és annak adnak majd ajándékot.

Dünya'nın başka yerinde bu kadar yoğun pars nüfusu yok.

A leopárdok előfordulása az egész Földön itt a legsűrűbb.

Yiyecek yokluğundan dolayı şehrin her yerinde şiddet patlak verdi.

Élelmiszerhiány miatt az egész városban kitört az erőszak.

"Senin yerinde olsaydım, bunu alırdım." "Ama sen ben değilsin!"

- A te helyedben én megvenném. - De te nem vagy az én helyemben.

- Bugün keyfim yerinde.
- Bugün iyi bir ruh hali içindeyim.

- Ma jó hangulatban vagyok.
- Ma jó a hangulatom.

Yerinde olsam o rotaya gitmeden önce iki kez düşünürüm.

Én a helyedben kétszer is meggondolnám, hogy ezt az utat válasszam-e!

Ancak gerçek dünyanın her yerinde pek çok farklı şekilde etrafımızı sarmış,

Valójában szerte a világon nagyon sokféleképpen és sok helyen

- Bugün Tom'un keyfi yerinde.
- Tom bugün iyi bir ruh hali içinde.

Tominak ma jó a kedve.

Günlük bir organizasyonun ev sahibi ise her şeyin yerli yerinde olmasına odaklanır

míg a hétköznapok házigazdái inkább csak rendben akarnak tudni mindent:

- Tom'a bir kamyon çarpmış ve oracıkta can vermiş.
- Tom'a bir kamyon çarptı ve olay yerinde hayatını kaybetti.

Tomit elütötte egy teherautó, és azonnal meghalt.

- O, kendi gölgesinden başka bir şey değildi.
- Eski hâlinden eser kalmamıştı.
- İyice çaptan düşmüştü.
- Eski halinin yerinde yeller esiyordu.

- Csak árnyéka volt hajdani önmagának.
- Már csak árnyéka volt önmagának.

Robotlar iş yerinde harika, çünkü onların tuvalete ve yemek molalarına ihtiyacı yok, hastalanmazlar ya da işe bir içki mahmurluğu ile gelmezler.

A robotok nagyszerűek a munkahelyen, mert nincs szükségük WC-re és ebédszünetre, nem lesznek betegek és nem jönnek munkába másnaposan.