Translation of "Vaktim" in Hungarian

0.007 sec.

Examples of using "Vaktim" in a sentence and their hungarian translations:

Vaktim yoktu.

Nem volt időm.

Çok vaktim yok.

Nincs sok időm.

Yeterli vaktim var.

- Van elég időm.
- Van elegendő időm.
- Elegendő mennyiségű idő áll rendelkezésemre.
- Ráérek.

Oyun için vaktim yok.

Nincs időm játékokra.

Uyumak için vaktim yok.

Nincs időm aludni.

Vaktim olup olmadığını bilmiyorum.

Nem tudom, van-e időm.

Şu anda vaktim yok.

Épp most nincsen időm.

Hasta olmaya vaktim yok.

Nekem nincs időm arra, hogy beteg legyek.

Öğrenmek için vaktim yok.

Nincs időm tanulni.

- Bu kitabı okuyacak vaktim yok.
- Bu kitabı okumak için vaktim yok.

Nincs időm elolvasni ezt a könyvet.

Bunun için gerçekten vaktim yok.

Tényleg nincs időm erre.

Benim şimdi çok vaktim yok.

Most nincs sok időm.

- Okuyacak zamanım yok.
- Okuyacak vaktim yok.

- Nincs időm olvasni.
- Nem érek rá olvasni.
- Nincs időm az olvasásra.

Seninle gelmek isterdim ama vaktim yoktu.

Szívesen veled mentem volna, de nem volt rá időm.

- Boş vaktim yok.
- Boş zamanım yok.

- Nincs szabadidőm.
- Nincs semmi szabadidőm.

Hiç vaktim kalmadı; biraz acele et!

Nincs több időm, siess egy kicsit!

- Öğle yemeği yemek için bugün vaktim yok.
- Bugün öğle yemeği yemek için yeterli vaktim yok.

Ma nincs elég időm ebédelni.

- Buna vaktim yok.
- Bunun için zamanım yok.

- Erre nincs időm.
- Nincs időm erre.
- Nincsen időm erre.
- Erre nekem nincs időm.
- Ilyenre nekem nincs időm.
- Nem érek rá erre.

Gerçekten kent merkezine gitmek için vaktim yok.

Most tényleg nincs időm bemenni a belvárosba.

Ne yazık ki fazla boş vaktim olmayacak.

Sajnos nem lesz sok szabadidőm.

İngilizce çalışmak için neredeyse hiç vaktim yok.

Szinte semmi időm nem marad az angolra.

- Bir arı gibi meşgulüm.
- Başımı kaşıyacak vaktim yok.

- Nagyon elfoglalt vagyok.
- Dolgom, mint a tenger.
- Szorgos vagyok, mint egy méhecske.

- Başımda bir ton iş var.
- Başımı kaşıyacak vaktim yok.

- El vagyok havazva a munkával.
- Ki sem látszom a munkából.

Üzgünüm, ama acele etmek zorundayım. Bunu detaylı açıklamak için vaktim yok.

Sajnálom, de sietnem kell. Nincs időm részletesen megmagyarázni.