Translation of "Kişinin" in Hungarian

0.009 sec.

Examples of using "Kişinin" in a sentence and their hungarian translations:

Kişinin bir rengi neyle ilişilendirdiği,

Hogy egy személy mivel társít egy színt,

Bir kişinin telefonun tümüne ulaşmak

A teljes hozzáférés valaki telefonjához majdnem a legjobb módja,

Gerçek değişim kişinin kafasının içindedir.

Az igazi változás fejben dől el.

Az sayıda kişinin daktilosu var.

Kevés embernek van írógépe.

Saygı, önündeki kişinin gözünün içine bakmaktır,

Vagy annyi, hogy ránézünk arra, aki előttünk áll,

Mahkeme, kişinin toplumla ilişkisini yenilemesine yarar.

Így állíthatja helyre a bíróság az emberekkel kialakult kapcsolatát.

Gördüğün kişinin Tom olduğundan emin misin?

Biztos, hogy Tomit láttad?

Pencereyi kıran kişinin sen olduğunu biliyorum.

Tudjuk, hogy te törted be az ablakot.

Burada kaç kişinin olduğunu biliyor musunuz?

- Tudjátok, mennyien vannak itt?
- Tudjátok, hányan vannak itt?
- Tudjátok, mennyi ember van itt?

Kaç kişinin buna inandığını merak ediyorum.

- Csodálkozom, mennyi ember hisz abban.
- Csodálkozom, hány ember hiszi el azt.
- Kíváncsi vagyok, hányan hiszik el azt.

Latince neden bir kişinin yaşamı için önemlidir?

Miért fontos a latin nyelv valaki számára?

Bu bilet iki kişinin girmesine olanak tanır.

- Ez a jegy két személyre szól.
- Ezzel a jeggyel két személy léphet be.

Bazen iki kişinin aynı dili konuşması yetmez.

Néha nem elégséges két ember számára, hogy ugyanazt a nyelvet beszélik.

Fark eden tek kişinin ben olduğumu sanmıyorum.

Nem hiszem, hogy csak én vettem volna észre.

Çoğu kişinin daha ılık tonlu olanı seçeceğini düşünüyordum,

azt feltételezve, hogy a legtöbben a meleg tónusút választják,

Ki akademi, binlerce kişinin hayallerinin yıkıldığı bir yerdir.

ezernyi meghiúsult álom földjén.

önümüzdeki beş yıl boyunca 160.000 kişinin de çıkarılmasıyla

amely 160 000 főt szabadít ki öt év alatt,

Aşk pek çok kişinin acılarından yapılmış bir haptır.

A szerelem egy olyan pirula, amit sok ember szenvedéséből készítettek.

Gerçeklik ve gerçek dışılık, kişinin ruhu için önemlidir.

A realitás és az irrealitás egyaránt fontos az ember lelke számára.

Yalnızca bir kişinin galip çıkacağı bir kriter oluşturmaktan kaçındım.

inkább felállítottam egy sor kritériumot, hogy könnyebben szelektáljak.

Sen hala bunu yapan kişinin Tom olduğuna inanıyor musun?

Még mindig meg vagy róla győződve, hogy Tom tette?

- Söze bakılmaz, işe bakılır.
- Ayinesi iştir kişinin lafa bakılmaz.

A tettek többet érnek, mint a szavak.

Fakat bu kişinin bir akıl hastalığından acı çektiği çok açıktı.

Pedig nyilvánvaló volt, hogy van valamilyen mentális betegsége.

- Kiminle konuştuğunu biliyor musun?
- Konuştuğun kişinin kim olduğunun farkında mısın?

Te tudod, hogy kivel beszélsz?

İki, beş, on, yüz kişinin zahmetli bir değişimi talep etmesini ise

Amikor ketten, öten, tízen, százan harcolnak érte,

Bu geceki partiye kaç kişinin geldiğine dair herhangi bir fikrin var mı?

Van valami elképzelésed, hányan jönnek este a partira?

Onun köpeğinin öldüğünü ona söylemek zorunda olan kişinin ben olmadığıma memnun oldum.

Örülök, hogy nem nekem kellett elmondanom Tomnak, hogy a kutyája elpusztult.

Bir devenin bir iğnenin deliğinden geçmesi bir zengin kişinin Tanrı'nın krallığına girmesinden daha kolaydır.

Könnyebb a tevének a tű fokán átmenni, mint a gazdagnak az Isten országába bejutni.

Hangisi daha kötüdür, bir insanı öldürmek mi yoksa beş kişinin ölmesine izin vermek mi?

Melyik rosszabb: megölni egy embert vagy hagyni ötöt meghalni?

Bu günlerde, bir saat sadece zaman göstermez ama aynı zamanda kişinin sosyal statüsünü de gösterir.

Napjainkban a karóra nemcsak az időt mutatja, hanem a viselőjének a szociális státuszát is.