Translation of "Uğramış" in German

0.004 sec.

Examples of using "Uğramış" in a sentence and their german translations:

Çok ihanete uğramış hissediyorum.

Ich fühle mich sehr betrogen.

Hayal kırıklığına uğramış görünüyorsun.

- Sie klingen enttäuscht.
- Du klingst enttäuscht.

Hayal kırıklığına uğramış görünüyordu.

Sie klang enttäuscht.

Ben ihanete uğramış hissettim.

Ich fühlte mich hintergangen.

Tom hayal kırıklığına uğramış.

Tom ist frustriert.

Çocuklar hayal kırıklığına uğramış.

Die Kinder sind enttäuscht.

O hayal kırıklığına uğramış görünüyor.

Er klingt enttäuscht.

Onlar hayal kırıklığına uğramış görünüyordu.

Sie klingen enttäuscht.

O hayal kırıklığına uğramış görünüyordu.

Er klang enttäuscht.

O hayal kırıklığına uğramış değildi.

Er war nicht enttäuscht.

Herkes hayal kırıklığına uğramış görünüyordu.

Alle sahen enttäuscht aus.

Tom hayal kırıklığına uğramış görünüyordu.

Tom klang enttäuscht.

Tom açıkça hayal kırıklığına uğramış.

Tom war sichtlich enttäuscht.

Hayal kırıklığına uğramış gibi görünüyorsun.

Du klingst enttäuscht.

Tom hayal kırıklığına uğramış olmayacak.

Tom wird nicht enttäuscht sein.

Hayal kırıklığına uğramış görünmemeye çalıştım.

Ich versuchte mir meine Enttäuschung nicht anmerken zu lassen.

Tom çok hayal kırıklığına uğramış.

Tom ist sehr enttäuscht.

Başarısızlığa uğramış devrimler çabucak unutulur.

Gescheiterte Revolutionen fallen schnell der Vergessenheit anheim.

Tom hayal kırıklığına uğramış görünüyor.

Tom klingt enttäuscht.

Tom hayal kırıklığına uğramış hissetti.

- Thomas fühle sich entmutigt.
- Thomas fühlte sich niedergeschlagen.

O, oğlundan hayal kırıklığına uğramış görünüyor.

Er scheint von seinem Sohn enttäuscht zu sein.

Tom çok hayal kırıklığına uğramış olmalı.

Tom muss sehr enttäuscht gewesen sein.

Baban çok hayal kırıklığına uğramış olmalı.

Dein Vater muss wohl sehr enttäuscht gewesen sein.

Annen çok hayal kırıklığına uğramış olmalı.

Deine Mutter muss sehr enttäuscht gewesen sein.

Tom hayal kırıklığına uğramış görünmemeye çalıştı.

Tom bemühte sich, dass man ihm seine Enttäuschung nicht anmerkte.

O hayal kırıklığına uğramış görünmemeye çalıştı.

Sie versuchte, sich die Enttäuschung nicht anmerken zu lassen.

Hayal kırıklığına uğramış olarak eve geldi.

Sie kam enttäuscht nach Hause.

Tom hayal kırıklığına uğramış gibi görünüyordu.

Tom sah aus, als wäre er enttäuscht.

Tom'u hiç böyle hayal kırıklığına uğramış görmedim.

Ich habe Tom noch nie so enttäuscht erlebt.

Mary kendini ihanete uğramış ve aşağılanmış hissetti.

Maria fühlte sich betrogen und gedemütigt.

Tom sonuçlardan dolayı hayal kırıklığına uğramış görünüyordu.

Tom schien über die Ergebnisse enttäuscht zu sein.

Tom biraz hayal kırıklığı uğramış gibi görünüyordu.

Tom schien etwas enttäuscht zu sein.

Tom eve hayal kırıklığına uğramış olarak döndü.

Tom kehrte enttäuscht nach Hause zurück.

O, sonuçlarla ilgili hayal kırıklığına uğramış gibi görünüyor.

Er schien über die Ergebnisse enttäuscht zu sein.

O, sonuçtan dolayı hayal kırıklığına uğramış gibi görünüyordu.

Sie schien von dem Ergebnis enttäuscht zu sein.

Tom ve Mary her ikisi de hayal kırıklığına uğramış görünüyordu.

Tom und Maria klangen beide enttäuscht.

Tom kendini hem ihanete uğramış ve hem de aşağılanmış hissetti.

Tom fühlte sich verraten und gedemütigt.