Translation of "Parasız" in German

0.007 sec.

Examples of using "Parasız" in a sentence and their german translations:

Parasız kaldı.

Sie hatte kein Geld mehr.

İnsan parasız yaşayamaz.

Ohne Geld kann man nicht überleben.

Tom beş parasız.

- Tom ist ohne Hemd.
- Tom trägt kein Hemd.
- Tom läuft hemdlos herum.
- Tom läuft ohne Hemd herum.

Parasız hayatta kalamazsın.

Du kannst ohne Geld nicht überleben.

Parasız hayatta kalamazsınız.

Ihr könnt nicht überleben ohne Geld.

Onu parasız aldım.

- Ich erhielt es ohne Bezahlung.
- Ich bekam das kostenlos.
- Ich habe es umsonst bekommen.

- Parasız kaldım.
- Sıkıntıdayım.

Ich stecke in einem Stau.

Beş parasız şirketinden ayrılmıştı

Er verließ seine kaputte Firma

O, beş parasız değil.

Sie ist nicht mittellos.

Parasız dünyayı düşünebiliyor musunuz?

Können Sie sich die Welt ohne Geld vorstellen?

Tom parasız ve evsizdi.

Tom ist pleite und obdachlos.

O, bu biletleri parasız aldı.

Tom hat diese Eintrittskarten umsonst bekommen.

Parasız bir dünya düşünebilir misiniz?

Können Sie sich die Welt ohne Geld vorstellen?

Beş parasız olduğumu herkes biliyor.

- Jeder weiß, dass ich pleite bin.
- Alle wissen, dass ich pleite bin.

Tom bana beş parasız görünmüyor.

Tom sieht für mich nicht pleite aus.

Tom beş parasız, değil mi?

Tom ist pleite, nicht wahr?

İşteki başarısızlığı onu beş parasız bıraktı.

Sein Versagen im Geschäftlichen machte ihn völlig mittellos.

- Mekan parasız değil.
- Mekan serbest değil.

Der Platz ist nicht frei.

Onun işi başarısız olduğunda, o beş parasız kaldı.

Als sein Geschäft Bankrott machte, war er mittellos.

- Tom ve Mary ayrı.
- Tom ve Mary beş parasız.

Tom und Maria sind pleite.

- Tom'un paraları çabucak suyunu çekti.
- Tom kısa sürede parasız kaldı.

Tom ging schnell das Geld aus.

Sanırım sonunda Tom parasız kalacak ve eve geri gitmek zorunda kalacak.

Ich denke mal, dass Tom letztlich das Geld ausgeht und er wieder nach Hause muss.