Translation of "Konuşmasını" in German

0.023 sec.

Examples of using "Konuşmasını" in a sentence and their german translations:

Onun konuşmasını kaydetmelisin.

- Du musst seine Rede aufnehmen.
- Ihr müsst seine Rede aufnehmen.
- Sie müssen seine Rede aufnehmen.

Birinin konuşmasını duyuyorum.

Ich höre jemanden reden.

Birisinin konuşmasını duyuyorum.

Ich höre jemanden reden.

Konuşmasını çok dikkatlice hazırladı.

Er bereitete seine Rede sorgfältig vor.

Onun telefonda konuşmasını gördüm.

Ich sah sie am Telefon sprechen.

Hillary'nin konuşmasını duydunuz mu?

Hast du Hillarys Rede gehört?

Konuşmasını yaparken onu yuhaladılar.

Sie buhten ihn aus, während er seine Rede hielt.

- Tom, Mary'nin John'la konuşmasını istemedi.
- Tom, Mary'den John'la konuşmasını istemedi.

Tom wollte nicht, dass Maria mit Johannes spräche.

Karınızın Esperanto konuşmasını istiyor musunuz?

- Möchtest du, dass deine Frau Esperanto spricht?
- Möchten Sie, dass Ihre Frau Esperanto spricht?

Herkes dikkatle Tom'un konuşmasını dinliyordu.

Alle lauschten Toms Rede angespannt.

Tom Mary'nin John'la konuşmasını istemedi.

- Tom wollte nicht, dass Mary mit John sprach.
- Tom wollte nicht, dass Maria mit Johannes sprach.

Çocuk sürekli annesinin konuşmasını kesiyordu.

Das Kind unterbrach andauernd das Gespräch ihrer Mutter.

- Bırak anlatsın.
- Bırak konuşmasını bitirsin.

Lass ihn aussprechen.

Tom aynanın önünde konuşmasını çalışıyor.

Tom übt seine Rede vor dem Spiegel.

Tom konuşmasını güzel bir şarkıyla kapadı.

Tom schloss seine Rede mit einem wunderschönen Lied.

Onun konuşmasını dinlemek her zaman hoş.

Es ist immer angenehm, seinem Gespräch zuzuhören.

Dün akşam televizyonda başkanın konuşmasını dinledik.

Gestern Abend haben wir den Präsidenten im Fernsehen reden gehört.

Tom, konuşmasını aynanın karşısında pratik yaptı.

Tom übte seine Rede vor dem Spiegel ein.

Papağanlar çoğunlukla insan konuşmasını taklit eder.

Papageien imitieren oft die menschliche Sprache.

Tom konuşmasını bir atasözü ile bitirdi.

- Tom hat seine Ansprache mit einem Sprichwort beendet.
- Tom beendete seine Rede mit einem Sprichwort.

DİSK genel başkanı Kemal Türkler konuşmasını yaparken

DİSK-Chef Kemal Türkler hält seine Rede

Onun konuşmasını görsen, bir kız olduğunu düşünebilirsin.

Wenn man ihn beim Reden sieht, könnte man ihn für ein Mädchen halten.

Tom, Mary'nin konuşmasını bekledi ama o konuşmadı.

Tom wartete darauf, dass Maria spräche, doch tat sie’s nicht.

Tom, Meryem'in konuşmasını çok güzel taklit eder.

Tom kann Marias Art zu sprechen sehr gut nachmachen.

Papağanlar insan konuşmasını taklit edebilen tek hayvandır.

Papageien sind die einzigen Tiere, die menschliche Sprache nachahmen können.

Tom Mary'nin daha yavaş konuşmasını rica etti.

Tom bat Mary, langsamer zu sprechen.

Tom Mary'nin çocuklarıyla ilgili yaşadığı problem hakkında John'la konuşmasını istedi.

- Tom wollte, dass Maria Johannes gegenüber das Problem anspräche, das sie mit seinen Kindern hatte.
- Tom wollte, dass Maria mit Johannes über das Problem spräche, das sie mit seinen Kindern hatte.

Tom'un gelip seninle konuşmasını beklemek yerine, sadece onun yanına gitmelisin.

Anstatt darauf zu warten, dass Tom auf dich zukommt und dich anspricht, solltest du einfach auf ihn zugehen.

- Yan odada konuşan birini duyuyorum.
- Yan odadaki birinin konuşmasını duyuyorum.

Ich höre jemanden im Nebenraum reden.

- Sınıf birincisi oldu.
- Sınıf birincisi olarak mezuniyet konuşmasını yapan öğrenci oldu.

Sie war diejenige aus ihrer Klasse, die die Abschiedsrede hielt.