Translation of "Hatırlayamıyor" in German

0.003 sec.

Examples of using "Hatırlayamıyor" in a sentence and their german translations:

Tom hatırlayamıyor.

- Tom erinnert sich nicht mehr.
- Tom kann sich nicht erinnern.

Tom yeri hatırlayamıyor.

- Tom erinnert sich nicht mehr, wo.
- Tom kann sich nicht besinnen, wo.

Tom bir şey hatırlayamıyor.

Tom kann sich an nichts erinnern.

Tom, Mary'nin adresini hatırlayamıyor.

Tom kann sich nicht an Marias Adresse erinnern.

Tom hazineyi nereye gömdüğünü hatırlayamıyor.

Tom kann sich nicht erinnern, wo er den Schatz vergraben hat.

Tom belgeleri nereye sakladığını hatırlayamıyor.

Tom kann sich nicht erinnern, wo er die Dokumente versteckt hat.

Tom, anaokulu öğretmeninin adını hatırlayamıyor.

Tom kann sich nicht an den Namen seiner Kindergärtnerin erinnern.

Tom güneş gözlüğünü nereye koyduğunu hatırlayamıyor.

- Tom kann sich nicht erinnern, wohin er seine Sonnenbrille verlegt hat.
- Tom fällt nicht mehr ein, wohin er seine Sonnenbrille legte.

Tom kağıt öğütücüyü nasıl kullanacağını hatırlayamıyor.

Tom erinnert sich nicht mehr, wie man den Schredder benutzt.

Tom Mary'nin Boston'a ne zaman taşındığını hatırlayamıyor.

Tom kann sich nicht erinnern, wann Mary nach Boston gezogen ist.

Tom arabasını nereye parkettiğini tam olarak hatırlayamıyor.

Tom kann sich nicht genau erinnern, wo er sein Auto geparkt hat.

Tom Mary'nin ne söylediğini tam olarak hatırlayamıyor.

Tom kann sich nicht genau erinnern, was Marie gesagt hat.

Tom ne yapması gerektiğini tam olarak hatırlayamıyor.

Tom kann sich nicht genau erinnern, was er tun sollte.

O her şeyi unuttu ve hiçbir şeyi hatırlayamıyor.

Sie hat alles vergessen und kann sich an nichts erinnern.

Tom şarkı akortlarını hatırlayabiliyor, fakat bütün sözleri hatırlayamıyor.

Tom kann sich an die Akkorde des Liedes, aber nicht an den ganzen Text erinnern.

Tom'un o kadar çok arkadaşı var ki onların hepsinin isimlerini hatırlayamıyor.

Tom hat so viele Freunde, dass es sich nicht alle Namen merken kann.

- David'in o kadar çok kız arkadaşları var ki o onların isimlerinin hepsini hatırlayamıyor.
- David'in isimlerini aklında tutamayacağı kadar kız arkadaşı var.

David hat so viele Freundinnen, dass er sich nicht alle ihre Namen merken kann.