Translation of "Elbiseler" in German

Elbiseler insan yapar, eski püskü elbiseler bit yapar.

Kleider machen Leute, Lumpen machen Läuse.

Adam parçalanmış elbiseler içindeydi.

Der Mann trug Lumpen.

O elbiseler satın alır.

Er kauft Kleidung.

Islak elbiseler cildine yapışır.

Nasse Kleidung klebt an der Haut.

Her zaman pahalı elbiseler alır.

Sie kauft immer teure Kleidung.

Tom sadece siyah elbiseler giyer.

- Tom trägt nur Schwarz.
- Tom trägt nur schwarze Kleidung.
- Tom ist stets in Trauer gekleidet.

Kız kardeşler uygun elbiseler giyiyordu.

Die Schwestern trugen zueinander passende Kleider.

Tom ofisinde değişik elbiseler bulundurur.

Tom hat Kleidung zum Wechseln in seinem Büro.

Mary sık sık mavi elbiseler giyer.

Maria trägt oft blaue Kleider.

Tom her zaman koyu elbiseler giyer.

Tom trägt immer dunkle Kleidung.

Bana hem elbiseler hem de yiyecek verdi.

Er gab mir sowohl etwas zum Anziehen als auch etwas zu essen.

Bu kızlar dar ve kısa elbiseler giyiyorlar.

Diese Mädchen tragen knappe Kleidung.

Son zamanlarda yeni elbiseler satın aldın mı?

Hast du neulich neue Kleider gekauft?

Okul için genellikle ne tür elbiseler giyersin?

Was trägst du gewöhnlich zur Schule?

Ben klas elbiseler giyerim ve klas gözlükler takarım.

Ich trage coole Kleider und hab’ ’ne coole Sonnenbrille auf.

Kızların her ikisi de beyaz takım elbiseler giyiyorlardı.

Beide Mädchen tragen weiße Kostüme.

- Tom hep siyah giyer.
- Tom her zaman siyah elbiseler giyer.

Tom trägt stets Schwarz.

- Bazı yeni elbiseler satın almam gerekir.
- Birkaç yeni giysi satın almalıyım.

Ich muss neue Sachen kaufen.