Translation of "Arkadaşıyla" in German

0.110 sec.

Examples of using "Arkadaşıyla" in a sentence and their german translations:

O, arkadaşıyla barıştı.

Sie versöhnte sich mit ihrem Freund.

O, arkadaşıyla tokalaştı.

- Er begrüßte seinen Freund durch Handschlag.
- Er schüttelte seinem Freund die Hand.

Mary, arkadaşıyla mücadele ediyor.

- Maria prügelt sich mit ihrer Freundin.
- Maria kämpft gegen ihre Freundin.
- Maria kämpft mit ihrer Freundin.

O erkek arkadaşıyla yaşıyor.

Sie wohnt bei ihrem Freund.

Tom çikolatasını arkadaşıyla paylaştı.

Tom teilte seine Tafel Schokolade mit seinem Freund.

Onun erkek arkadaşıyla çalışıyorum.

Ich arbeite mit ihrem Freund zusammen.

O kız arkadaşıyla buluşuyor.

Sie trifft sich mit ihrer Freundin.

şehre giderek askerlik arkadaşıyla karşılaştı

ging in die Stadt und traf seinen Militärfreund

Ama o arkadaşıyla futbol oynuyor.

Aber er spielt Fußball mit seinem Freund.

Tom beni oda arkadaşıyla tanıştırdı.

- Tom stellte mir seinen Mitbewohner vor.
- Tom stellte mir seine Mitbewohnerin vor.

Mary erkek arkadaşıyla birlikte taşındı.

Maria zog bei ihrem Freund ein.

Tom kız arkadaşıyla birlikte taşındı.

Tom zog bei seiner Freundin ein.

Mary erkek arkadaşıyla ayrılmayı planlıyor.

Maria hat vor, sich von ihrem Freund zu trennen.

Tom kız arkadaşıyla alışverişe gitti.

- Tom fuhr mit seiner Freundin einkaufen.
- Tom ging mit seiner Freundin einkaufen.

Steve Jobs o arkadaşıyla 1974 yılında

Steve Jobs mit seinem Freund im Jahr 1974

Tom'un kız arkadaşıyla hiç tanıştın mı?

Hast du Toms Freundin schon einmal getroffen?

Tom'un yeni kız arkadaşıyla tanıştın mı?

Hast du schon Toms neue Freundin kennengelernt?

Çocuk, korkak olduğu için, arkadaşıyla alay etti.

Der Junge verhöhnte seinen Freund, dass er ein Feigling wäre.

Tom her öğleden sonra kız arkadaşıyla kafeteryada buluşur.

Tom trifft sich jeden Nachmittag mit seiner Freundin in diesem Kaffeehaus.

Mary Tom'un bir iş arkadaşıyla flört ettiğini gördü.

Maria sah Tom dabei, wie er mit einer Mitarbeiterin herumschäkelte.

- Erkek arkadaşından ayrılmayı planlıyor.
- O erkek arkadaşıyla ilişkiyi bitirmeyi planlıyor.

Sie hat vor, sich von ihrem Freund zu trennen.

Tom'un yeni kız arkadaşıyla orada olacak olması beni rahatsız etmez.

Es stört mich nicht, dass Tom mit seiner neuen Freundin kommt.

Mary kıskançtır ve başka kızlar onun erkek arkadaşıyla konuştuğunda deli olur.

Maria ist eifersüchtig und wird ungehalten, wenn andere Mädchen mit ihrem Freund sprechen.