Translation of "Karşılaştı" in German

0.012 sec.

Examples of using "Karşılaştı" in a sentence and their german translations:

Bir kurtla karşılaştı.

Er stieß auf einen Wolf.

O beklenmedik engellerle karşılaştı.

Er traf auf unvorhergesehene Hindernisse.

O, hayallerindeki adamla karşılaştı.

Sie lernte den Mann ihrer Träume kennen.

Tom, Mary ile karşılaştı.

Tom traf Maria.

şehre giderek askerlik arkadaşıyla karşılaştı

ging in die Stadt und traf seinen Militärfreund

John okula giderkenMary ile karşılaştı.

John traf Mary auf dem Weg zur Schule.

O, ormanda iki yabancıyla karşılaştı.

Im Wald traf sie zwei Fremde.

Tom bir trafik kazasıyla karşılaştı.

Tom hatte einen Unfall.

Sally istasyonda Harry ile karşılaştı.

Sally traf Harry am Bahnhof.

Tom bazı beklenmedik sorunlarla karşılaştı.

Tom stieß auf einige unerwartete Probleme.

Gözlerimiz bir an için karşılaştı.

Unsere Blicke begegneten sich für einen Augenblick.

Tom dışarıda Mary ile karşılaştı.

Tom traf Mary draußen.

Ken eve dönerken onunla karşılaştı.

Ken traf sie auf seinem Heimweg.

Onun gözleri onunki ile karşılaştı.

Ihre Augen trafen die seinen.

Bir gün, ormanda bir kurtla karşılaştı.

- Eines Tages traf sie einen Wolf im Wald.
- Einmal traf sie im Wald einen Wolf.

O bir trafik kazası ile karşılaştı.

- Er hatte einen Unfall.
- Er hatte einen Verkehrsunfall.

Tom okula giderken Mary ile karşılaştı.

- Tom traf Mary auf dem Weg zur Schule.
- Tom traf Mary auf dem Schulweg.
- Tom hat Mary auf dem Schulweg getroffen.

Tom merdivenlerin tepesinde Mary ile karşılaştı.

Tom traf Maria oben auf der Treppe.

O, onunla ilk kez Boston'da karşılaştı.

- Sie hat ihn zuerst in Boston getroffen.
- Sie hat ihn das erste Mal in Boston getroffen.

Tom tesadüfen Mary ile süpermarkette karşılaştı.

- Tom hat Mary zufällig im Supermarkt getroffen.
- Tom traf Mary zufällig im Supermarkt.

Tom eve giderken Mary ile karşılaştı.

- Tom traf Maria auf dem Heimweg.
- Tom hat Maria auf dem Heimweg getroffen.

- Tom, Mary ile karşılaştı.
- Tom, Mary'ye rastladı.

- Tom traf auf Maria.
- Tom stieß mit Maria zusammen.

Amcam dün bir trafik kazası ile karşılaştı.

Mein Onkel hatte gestern einen Verkehrsunfall.

İki avcı karşılaştı: her ikisi de ölü.

Treffen sich zwei Jäger: Beide tot.

Ve Albuera'da yolda Beresford'un daha büyük ordusuyla karşılaştı.

und traf unterwegs in Albuera Beresfords größere Armee.

Bir sabah, o, caddede beklenmedik şekilde onunla karşılaştı.

Eines Morgens traf sie ihn plötzlich auf der Straße.

Tom okuldan eve giderken tesadüfen Mary ile karşılaştı.

- Tom traf Maria zufällig auf dem Heimweg von der Schule.
- Tom traf Maria zufällig, als er von der Schule nach Hause ging.

Tom, Mary'yle ilk kez üç yıl önce karşılaştı.

Tom begegnete Maria zum ersten Mal vor drei Jahren.

Tom Mary ile ilk kez üç yıl önce karşılaştı.

Tom wurde vor drei Jahren mit Maria bekannt.

Ve Montebello'da onu ikiye bir aşan Avusturyalı bir güçle karşılaştı. Lannes

und traf in Montebello auf eine österreichische Truppe, die zwei zu eins zahlreicher war.