Translation of "Ali" in German

0.004 sec.

Examples of using "Ali" in a sentence and their german translations:

- Onun adı Ali.
- Adı Ali.
- İsmi Ali.

Sein Name ist Ali.

- Ali erkek kardeşim.
- Ali biraderimdir.

Ali ist mein Bruder.

- Ha Ali Hoca, ha Hoca Ali.
- Ha Hoca Ali, ha Ali Hoca.

- Das ist gehupft wie gesprungen.
- Ob Ali Hoca oder Hoca Ali, bleibt sich gleich.

Ali yeşildir.

Ali ist ein Grüner.

Ha Hoca Ali, ha Ali Hoca.

Das ist Jacke wie Hose.

Ha Ali Hoca, ha Hoca Ali.

- Das ist Jacke wie Hose.
- Das ist gehupft wie gesprungen.

Ali beni görüyor.

Ali sieht mich.

Ali sandığa gitmedi.

Ali ging nicht wählen.

Ali kola içti.

- Ali hat Cola getrunken.
- Ali trank Cola.

Ali kel kafalıdır.

Ali hat eine Glatze.

Ali sigarayı bıraktı.

Ali hat aufgehört zu rauchen.

Ali gitara başladı.

- Ali hat angefangen, Gitarre zu lernen.
- Ali hat angefangen, Gitarre spielen zu lernen.

Ali elimi sıkmadı.

Ali gab mir nicht die Hand.

Ali Sunal'da yanındaydı oğlu

Ali Sunal war bei seinem Sohn

Ali iyi bir kişi.

Ali ist eine gute Person.

Ali olayı kadere bağladı.

Ali schrieb den Vorfall dem Schicksal zu.

Ali kızı bakışlarıyla yedi.

Ali verschlang das Mädchen mit seinen Blicken.

Ali benden akıl istedi.

Ali hat mich um Rat gefragt.

Ali kendi dünyasında yaşıyor.

Ali lebt in seiner eigenen Welt.

Asıl ismi Ali Kemal Sunal

sein richtiger Name ist Ali Kemal Sunal

Ali on senedir Anadoluspor'da oynuyor.

Ali spielt seit zehn Jahren bei Anadoluspor.

Ali, Turist Ömer selamı verdi.

Ali machte den „Tourist Ömer“-Gruß.

Ali arkadaşlarıyla kızma birader oynadı.

Ali spielte mit seinen Freunden Mensch-ärgere-dich-nicht.

Eşi eve gelince Ali yemek hazırladı.

Als seine Frau nach Hause kam, hatte Ali das Essen vorbereitet.

Ali hakaretamiz sözlerinden dolayı özür dilemeli.

Ali soll sich für seine beleidigenden Worte entschuldigen.

Ali sigara dumanından çok rahatsız olur.

Ali stört Zigarettenrauch sehr.

Ali her hafta nargile kafeye gider.

Ali geht jede Woche in die Shisha Bar.

Ali çocuğa okkalı bir tokat attı.

Ali verpasste dem Kind eine saftige Ohrfeige.

Ve Mehmet Ali Birand teklif götürmüştü çünkü

und Mehmet Ali Birand machte ein Angebot, weil

Ali Soytürk isimli takipçimiz ise mal demiş

Unser Anhänger namens Ali Soytürk sagte Waren

Ali bir Osmanlı tokadıyla adamı yere yıktı.

Ali brachte den Mann mit einer osmanischen Backpfeife zu Boden.

Bunu yaparsam Ali bir daha benim yüzüme bakmaz.

Wenn ich das täte, würde Ali mich nicht mehr anschauen.

Fakat bir anda Mehmet Ali Birand ile yollarının kesişmesi

aber plötzlich überqueren Wege mit Mehmet Ali Birand