Translation of "Görüyor" in Finnish

0.006 sec.

Examples of using "Görüyor" in a sentence and their finnish translations:

Görüyor musunuz?

Näetkö tuon?

Görüyor musun?

- Näetkö?
- Näettekö?
- Katso nyt.
- Katsokaa nyt.

Rüya görüyor mu? Eğer görüyorsa ne görüyor?

Näkikö se unia, ja jos näki, niin mistä?

- Rüya görüyor olmalıyım.
- Ben hayal görüyor olmalıyım.

Olen varmaankin nähnyt unta.

Larvaları görüyor musunuz?

Näetkö nämä toukat?

O ne görüyor?

Mitä hän näkee?

Kız erkeği görüyor.

- Tyttö näkee pojan.
- Tyttö näkee sen pojan.
- Se tyttö näkee pojan.
- Se tyttö näkee sen pojan.

Kadın öğrenim görüyor.

- Nainen lukee.
- Se nainen lukee.
- Nainen on lukemassa.
- Se nainen on lukemassa.

Yıldızı görüyor musun?

Näetkö tähden?

Üstündeki sinekleri görüyor musunuz?

Näetkö nuo kärpäset?

Tomurcukların uçlarını görüyor musunuz?

Täynnä pieniä oksanpäitä.

İçindeki şeyleri görüyor musunuz?

Näetkö, mitä sen sisällä on?

Bir şey görüyor musun?

Näetkö sinä mitään?

Bir gül görüyor musun?

Näetkö ruusun?

Şimdi birini görüyor musun?

Tapailetko jotakuta tällä hetkellä?

Yakında Tom'u görüyor olacaksın.

Tapaat Tomin taas pian.

Parktaki insanları görüyor musun?

Näetkö ihmisiä puistossa?

Kyoto Üniversitesinde öğrenim görüyor.

- Hän opiskelee Kioton yliopistossa.
- Hän opiskelee Kyodaissa.

Tom Fransız eğitimi görüyor.

Tom opiskelee ranskaa.

Tom, Mary'de ne görüyor?

Mitä Tom näkee Maryssä?

Küçük fıstık parçalarını görüyor musunuz?

ulosteessa on pähkinöitä.

Onu sık sık görüyor musun?

Näetkö häntä usein?

Durun. Baksanıza. Üstündeki sinekleri görüyor musunuz?

Hetkinen. Katso. Näetkö nuo kärpäset?

İkisi de yapay ışıkta iyi görüyor.

Molemmat näkevät hyvin keinovalossa.

Güneşten dolayı oluşan gölgeyi görüyor musunuz?

Näetkö kepin varjon?

Fransızca ve web tasarımı öğrenimi görüyor.

Hän opiskelee ranskaa ja web-suunnittelua.

Fransızca ve web tasarımı eğitimi görüyor.

Hän opiskelee ranskaa ja web-suunnittelua.

Bu şirket Paris borsasında işlem görüyor.

Tämä yritys on listattu Pariisin pörssiin.

O yalan söyleyen insanları hor görüyor.

Hän halveksii valehtelijoita.

Arkadaşlarımdan biri yurt dışında öğrenim görüyor.

Eräs ystäväni opiskelee ulkomailla.

Herkes görüyor değil mi? Havalı değil mi?

Huomaavatko kaikki? Eikö olekin hienoa?

Yaprakların kenarındaki şu küçük şeyleri görüyor musunuz?

Näetkö nuo lehden hammastetut reunat?

Bundan çıkan süt benzeri şeyi görüyor musunuz?

Näetkö tuon maitomaisen nesteen?

Biz onu büyük bir adam olarak görüyor.

Pidämme häntä merkittävänä miehenä.

O bir bakan olmak için eğitim görüyor.

- Hän opiskelee papiksi.
- Hän opiskelee ministeriksi.

Seni yakında bu çevrede görüyor olacağımızı umuyorum.

Toivottavasti näemme sinut taas pian täällä päin.

Yoko, şimdi Londra'da. O İngilizce eğitimi görüyor.

Yooko on nyt Lontoossa. Hän opiskee englantia.

Yani bizim kamera sistemimiz aslında bunu doğrudan görüyor.

Eli kamerasysteemimme ei voi nähdä sitä suoraan.

- Tom kadınlara tepeden bakıyor.
- Tom kadınları hor görüyor.

Tom halveksii naisia.

Benekli ağaç kurbağaları, geceleri birbirlerini dâhiyane bir şekilde görüyor.

Hypsiboas punctatus -lehtisammakoilla on nerokas tapa huomata toisensa yöllä.

- O, Harvard'da hukuk eğitimi görüyor.
- O, Harvard'da hukuk okuyor.

- Hän opiskelee juridiikkaa Harvardissa.
- Hän opiskelee oikeustiedettä Harvardissa.

Gölü ve taş ocağını görüyor musunuz? Oldukça uzak bir mesafe!

Näetkö tuon järven ja louhoksen? Alas on pitkä matka!

- Tom okulda Fransızca görüyor mu?
- Tom okulda Fransızca mı öğreniyor?

Opiskeleeko Tom ranskaa koulussa?

...minik erkek dişiyi kazanıyor. Gürültülü bir dünyada bazen sessiz kalmak iş görüyor.

pieni uros voittaa itselleen puolison. Äänekkäässä maailmassa kannattaa joskus olla hiljaa.

Meryem oldukça sıradan biri, ama Tom onu bulunmaz Hint kumaşı gibi görüyor.

Mari on melko tavanomainen, mutta Tomin mielestä hän on kuin Kekkosesta seuraava.

Sanırım küçük sesleri fark ediyor, ışıkları görüyor, pencereden televizyona bakıyor, böyle şeylere dikkat ediyor.

Luulen sen huomaavan nuo pienet äänet, valot, televisiot ikkunasta ja panee ne merkille.

Tom'un sincabı süper akıllıdır. Tom'unkilerden üç kat daha yüksek bir IQ'sü var ve onu evcil hayvan olarak görüyor.

Tomin orava on äärimmäisen älykäs. Tomiin verrattuna hänen älykkyysosamääränsä on kolme kertaa suurempi, ja hän pitää Tomia lemmikkinään.