Translation of "Yemeğine" in French

0.010 sec.

Examples of using "Yemeğine" in a sentence and their french translations:

Öğle yemeğine gidelim.

Allons déjeuner.

Öğle yemeğine davet edildim.

J'étais invité à déjeuner.

Akşam yemeğine davetini reddettim.

Je refusai son invitation à dîner.

Akşam yemeğine geç kalacak.

Elle sera en retard pour le dîner.

Akşam yemeğine geç kaldın.

Tu étais en retard pour le dîner.

Akşam yemeğine geç kalmıştı.

Il était en retard pour le dîner.

Akşam yemeğine geç kaldınız.

Vous étiez en retard pour le dîner.

Akşam yemeğine geç kaldılar.

Elles étaient en retard pour le dîner.

Akşam yemeğine geç kalacağız.

Nous serons en retard pour le dîner.

Akşam yemeğine dışarı çıktım.

Je suis sorti pour dîner.

Akşam yemeğine oturmak üzereyiz.

- Nous sommes sur le point de nous mettre à table pour dîner.
- Nous sommes sur le point de nous mettre à table pour souper.

Birlikte öğle yemeğine gidelim.

Allons déjeuner ensemble.

Akşam yemeğine kalıyor musun?

- Restez-vous pour dîner ?
- Restez-vous dîner ?
- Restes-tu pour dîner ?
- Restes-tu dîner ?

Bizimle öğle yemeğine gel.

Venez déjeuner avec nous.

Akşam yemeğine davet edildim.

J'étais invité à dîner.

Tom akşam yemeğine geç kaldı.

Tom était en retard pour le dîner.

Arkadaşlarımı akşam yemeğine davet ettim.

J'ai invité mes amis à dîner.

Onun Fransız yemeğine düşkünlüğü var.

Elle est fascinée par la nourriture française.

Seni akşam yemeğine götürmek istiyorum.

- Je veux vous emmener déjeuner.
- Je veux t'emmener déjeuner.
- Je veux vous emmener dîner.
- Je veux t'emmener dîner.

Seni öğle yemeğine götürmek istiyorum.

- Je veux vous emmener déjeuner.
- Je veux t'emmener déjeuner.

Onları akşam yemeğine davet ettim.

Tu les as invités à dîner.

Jane'i akşam yemeğine davet ettim.

J'ai invité Jane à dîner.

Onları akşam yemeğine davet ettik.

- Nous les avons invités à dîner.
- Nous les avons invitées à dîner.

Akşam yemeğine kimi davet ettin?

- Qui as-tu invité à dîner ?
- Qui avez-vous invité à dîner ?

Akşam yemeğine kalmak ister misiniz?

Aimeriez-vous rester pour dîner ?

O bizi akşam yemeğine davet etti.

Elle nous a invités à dîner.

Yarım bardak bira içerek yemeğine başladı.

Il commença son repas en buvant un demi verre de bière.

Arkadaşlarım beni akşam yemeğine davet etti.

Mes amis m'ont invité à dîner.

Akşam yemeğine kadar ne kadar sürer?

Combien de temps jusqu'au dîner ?

Akşam yemeğine kimin geldiğini tahmin et.

- Devine qui vient dîner !
- Devinez qui vient dîner !
- Devine qui vient souper !

Akşam yemeğine bütün bu insanları ağırlayamayız.

Nous ne pouvons pas recevoir tous ces gens à dîner.

Patronum beni akşam yemeğine davet etti.

Mon patron m'a invité à dîner.

Tom beni akşam yemeğine davet etti.

Tom m'a invité à dîner.

Akşam yemeğine daha ne kadar var?

Combien de temps reste-t-il avant le dîner ?

Arkadaşlarım beni akşam yemeğine davet ettiler.

Des amis m’ont invité à dîner.

Seni akşam yemeğine davet edebilir miyim?

Puis-je t'inviter à dîner?

Bu akşam onu akşam yemeğine götürüyorum.

- Je l'emmène dîner dehors, ce soir.
- Je l'emmène souper dehors, ce soir.

O beni akşam yemeğine davet etti.

Il m'a invitée à dîner.

O beni öğle yemeğine davet etti.

Il m'a invité à déjeuner.

Marie onları akşam yemeğine davet etti.

Marie les a invités à dîner.

Onlar beni akşam yemeğine davet etti.

Ils m'invitèrent à déjeuner.

Bizi akşam yemeğine davet ettiğiniz için teşekkürler.

Merci beaucoup pour nous avoir invités à dîner.

Bizi bir restoranda akşam yemeğine davet edin.

Invitez-nous à dîner au restaurant.

Bazı arkadaşlar beni akşam yemeğine davet etti.

Des amis m'ont invité à diner.

Eğer erken başlarsak, öğle yemeğine kadar bitirebiliriz.

Si nous commençons tôt, nous pouvons finir pour le déjeuner.

Benimle akşam yemeğine çıkmak ilginizi çeker mi?

Vous intéresserait-il de souper avec moi ?

- Bil bakalım bu gece akşam yemeğine kim geliyor?
- Bu gece akşam yemeğine kim geliyor tahmin et?

Devine qui vient dîner ce soir ?

Beni akşam yemeğine davet ettiğiniz için teşekkür ederim.

Merci de m'avoir invité à diner.

Acele et, aksi halde öğle yemeğine geç kalacaksın.

Dépêchez-vous ou vous serez en retard pour déjeuner.

Ben akşam yemeğine davet edildiğim için memnun oldum.

Je suis content d'être invité à souper.

Beraber akşam yemeğine çıkacağız sonra da tiyatroya gideceğiz.

Nous allons dîner ensemble puis aller au théâtre.

- Öğle yemeğine çıktım.
- Öğle yemeği için dışarı çıktım.

Je suis sorti déjeuner.

- Komşularımı akşam yemeği için çağırdım.
- Komşuları akşam yemeğine çağırdım.

J'ai invité mes voisins à diner.

Onu akşam yemeğine getirmelisin böylece onu daha iyi tanıyabiliriz.

- Tu devrais venir dîner avec elle pour que nous puissions apprendre à mieux la connaître.
- Vous devriez venir dîner avec elle pour que nous puissions apprendre à mieux la connaître.

Geçen gece beni akşam yemeğine götürdüğün için çok çok teşekkürler.

Merci beaucoup de m'avoir invité à diner l'autre soir.

- Akşam yemeğine misafiriniz var mı?
- Akşam yemeği için misafirleriniz var mı?

As-tu des invités pour dîner ?

Bütün sabah bu problem hakkında düşündün .Bir mola ver; öğle yemeğine git.

Tu as réfléchi sur ce problème toute la matinée. Prends une pause, va déjeuner.

Ben açım; bu yüzden beni akşam yemeğine kadar idare edecek bir aperitif hazırlayacağım.

J'ai faim: je vais manger un petit bout pour patienter jusqu'au dîner.