Translation of "Sağlamak" in French

0.005 sec.

Examples of using "Sağlamak" in a sentence and their french translations:

Bitkinin büyümesini sağlamak için

c'est l'utilisation d'une formule nutritive précise

Koruma sağlamak için oluşturuldu.

ou appartenance à un certain groupe social.

Koşullara uyum sağlamak zorundasın.

On doit se plier aux circonstances.

Evet, yalnızlığı anlamalarını sağlamak istedim,

Je voulais qu'ils la comprennent,

...çünkü ailelerinin geçimini sağlamak zorundalar.

car ils ont une famille à nourrir.

Seninle kalıyorken geçimimi sağlamak istiyorum.

- Je voudrais gagner ma nourriture pendant que je séjourne chez toi.
- Je voudrais gagner ma nourriture pendant que je séjourne chez vous.

Taze ve sağlıklı gıda üretimi sağlamak

J'ai la chance de faire partie de ces projets innovants

Dolayısıyla, çok hafif olmasını sağlamak lazım.

Il faut donc voyager très léger.

Imkan sağlamak için zorlu engellerin üstesinden geliyorlar.

pour permettre à ces jeunes filles d'avoir les meilleures chances dans la vie.

Bunun bir dikdörtgen gibi görünmesini sağlamak için,

Pour qu'il ressemble à un rectangle

Kadınların ve kızların, onu tamamen sahiplenmesini sağlamak da

alors autonomiser les femmes et les filles à le conquérir

O beyefendi geçimini sağlamak için ne işle meşgul?

- Qu'est-ce que ce monsieur fait dans la vie ?
- Que fait ce monsieur, dans la vie ?
- Que fait ce monsieur, pour subvenir à ses besoins ?

Ve bundan ortaokul ve lise öğrencilerinin de faydalanmasını sağlamak.

et en le mettant à disposition des élèves de collège ou de lycée.

Barış sağlamak ve savaşları durdurmak için yapabilceğimiz şeylerden biri de

Pour arrêter les guerres et avoir la paix, nous pouvons entre autres

Ne yazık ki ormanlar bu alanı sağlamak için yok ediliyor

Malheureusement, pour cela, des forêts sont souvent défrichées,

İnsan çevresel değişikliklere uyum sağlamak için büyük bir kapasiteye sahiptir.

L'homme a d'importantes dispositions pour s'adapter aux changements environnementaux.

- Yaşamımı kazanmak için şarkı söylüyorum.
- Geçimimi sağlamak için şarkı söylüyorum.

Je chante pour gagner ma vie.

Yanı sıra ordu yönetiminin her yönü; verimli hareket ve tedarik sağlamak;

ainsi que tous les aspects de l'administration de l'armée; assurer un mouvement et un approvisionnement efficaces;

Senin çocuklarının güvende olmalarını sağlamak için gücüm dahilinde her şeyi yapacağım.

Je ferai tout ce qui est en mon pouvoir pour faire en sorte que vos enfants soient en sécurité.

Ile konut sağlamak anlamına gelir . İkinci faydaya gelince, uzmanlara göre bu binalar

plus d'esthétique en même temps . Quant au deuxième avantage, selon les spécialistes, ces bâtiments

Ben Varşova'yı terk etmek ve geçimimi başka bir yerde sağlamak zorunda kaldım.

Je dus quitter Varsovie et gagner mon pain en quelque autre lieu.

Bir aptala öğretmeye çalışmak ölü bir adam için tıbbi tedavi sağlamak gibidir.

Essayer d'instruire un fou est comme donner un traitement médical à un homme mort.

Herkes cümlelerin doğru seslendirilmesini ve doğru bir biçimde yazılmasını sağlamak için yardımcı olabilir.

Tout le monde peut contribuer afin de s'assurer que les phrases soient correctes et bien orthographiées.

. Kendi adamlarına düzgün bir şekilde ödeme yapılmasını ve beslenmesini sağlamak için ilk önceliği yaptı

Il a fait de sa première priorité de s'assurer que ses propres hommes étaient correctement payés et nourris - quelque chose de