Translation of "Masanın" in French

0.008 sec.

Examples of using "Masanın" in a sentence and their french translations:

- Kedi masanın altındadır.
- Kedi masanın altında.

Le chat est sous la table.

- Kedi masanın üzerinde.
- Kedi masanın üstünde.

Le chat est sur la table.

- Kedi masanın üzerinde.
- Kedi masanın üstünde.
- Kedi masanın üstünde yatıyor.

- Le chat est sur la table.
- Le chat se trouve sur la table.

- Ben masanın altına saklandım.
- Masanın altına saklandım.

Je me suis cachée sous la table.

- Kalem kutusu masanın üzerinde.
- Kalem kutusu masanın üstünde.
- Kalem çantası masanın üzerinde.
- Kalem çantası masanın üstünde.

La trousse est sur la table.

Kitabın masanın üstünde.

- Votre livre se trouve sur le bureau.
- Ton livre est sur le bureau.

Masanın üstündeki nedir?

Qu'est-ce qui est sur le bureau ?

Masanın yanındaki ne?

Qu'y a-t-il à côté du bureau ?

Sözlük masanın üstünde.

- Il y a un dictionnaire sur la table.
- Le dictionnaire est sur le bureau.

Anahtar masanın üzerinde.

La clé est sur la table.

Niçin masanın altındasın?

Pourquoi es-tu sous la table ?

Kitap masanın üstündedir.

- Le livre est sur la table.
- Le livre se trouve sur la table.
- L'ouvrage est sur la table.
- L'ouvrage se trouve sur la table.

Telefon masanın üstünde.

Le téléphone est sur la table.

Anahtarlar masanın üzerinde.

- Les clés sont sur la table.
- Les clefs se trouvent sur la table.

Fincan masanın üstünde.

La tasse est sur la table.

Elma masanın üstünde.

La pomme est sur la table.

Masanın üzerine koy.

Pose-le sur la table.

Gümüş masanın üstünde.

L'argent est sur la table.

Para masanın üzerinde.

L'argent est sur la table.

Teyp masanın üstündeydi.

Le magnétophone était sur la table.

Köpek masanın altında.

Le chien est sous la table.

Masanın etrafında oturuyoruz.

Nous sommes assis autour de la table.

Kitap masanın üzerindedir.

- Le livre est sur la table.
- Le livre se trouve sur la table.

Kalemin masanın altındaydı.

Son stylo était sous la table.

- Kedi masanın üzerinde uyuyor.
- Kedi masanın üstünde uyuyor.

- Le chat dort sur la table.
- Le chat est en train de dormir sur la table.

- Kedi masanın üzerinde oturuyor.
- Kedi masanın üstünde oturuyor.

Le chat se trouve sur la table.

Masanın üstünde toz birikmiş.

La poussière s'était accumulée sur le bureau.

Tom masanın altına saklandı.

- Tom s’est caché sous la table.
- Tom s'est caché sous la table.
- Tom se cacha en dessous de la table.
- Tom est caché sous la table.

Dirseklerinizi masanın üstüne koymayın.

- Ne mets pas les coudes sur la table.
- Ne mettez pas les coudes sur la table.

Kitabı masanın üzerine koyun.

Mets le livre sur le bureau.

Silahı masanın üzerine koy.

Pose ce pistolet sur la table.

Masanın üç çekmecesi var.

Le bureau comporte trois tiroirs.

"Kitapların nerede?" "Masanın üstünde."

« Où sont vos livres ? » « Ils sont sur le bureau. »

"Kitabın nerede?" "Masanın üstünde."

« Où est ton livre ? » « Sur la table. »

Kedim masanın altına geliyordu.

Mon chat venait de sous la table.

Bir kurabiye masanın altındadır.

- Il y a un biscuit sous la table.
- Un biscuit se trouve sous la table.

Bu masanın yüzeyi pürüzsüz.

La surface de cette table est lisse.

Ellerini masanın üstünde tut.

- Laissez vos mains au-dessus de la table.
- Laisse tes mains au-dessus de la table.
- Garde tes mains au-dessus de la table.

Kedi masanın üzerine atladı.

- Le chat sauta sur la table.
- Le chat a sauté sur la table.

Tükenmez kalem masanın üstünde.

- Le stylo à bille est sur la table.
- Le bic est sur la table.

Onları masanın üzerine koy.

Pose-les sur la table.

Yüzüğün belki masanın altında.

Peut-être votre boucle d'oreille se trouve-t-elle sous la table.

Kedi masanın üzerinde uyuyor.

Le chat dort sur la table.

Onu masanın altında bıraktılar.

- Ils l'ont laissé sous la table.
- Elles l'ont laissé sous la table.
- Elles l'ont laissée sous la table.
- Ils l'ont laissée sous la table.

Masanın altında kedi var.

- Il y a un chat sous le bureau.
- Un chat est sous la table.
- Il y a un chat sous la table.

Kitapları masanın üstüne koyma.

Ne pose pas de livres sur la table.

Masanın altından dışarı çık!

- Sors de sous la table !
- Sors de dessous la table !

Bir kedi masanın üstündeydi.

Il y avait un chat sur la table.

Sandalyeyi masanın önüne koy.

Place la chaise devant le bureau.

Onu masanın üzerine bırak.

Pose-le sur la table.

Gözlüklerini masanın üzerinde bırakma.

Ne laisse pas tes lunettes sur la table !

Ellerimi masanın üzerine koydum.

J'ai mis les mains sur la table.

Sen masanın altıda saklandın.

Tu t'es cachée sous la table.

Masanın üzerinde vazo var.

Sur la table se trouve un vase.

Kedi masanın üstünde uyuyor.

Le chat dort sur la table.

Kitaplarınızı masanın üzerine koymayın.

Ne pose pas tes livres sur la table.

Sizin saatiniz masanın üstünde.

- Ta montre est sur le bureau.
- Ta montre se trouve sur le bureau.

Çantan benim masanın üstünde.

Ton sac à dos est sur mon bureau.

Para masanın üzerinde duruyor.

L'argent est sur la table.

Ceketimi masanın üzerine koydum.

Je mis mon manteau sur la table.

Kağıtları masanın üzerine koydu.

Elle a ouvert le journal sur la table.

Masanın altındaki bir kedidir.

- Un chat est sous la table.
- Il y a un chat sous la table.

Masanın üstündeki sözlük Tom'unki.

Le dictionnaire sur le bureau est à Tom.

Kedi masanın altında duruyor.

Le chat est couché sous la table.

Kalemi masanın altında değildi.

Son stylo n'était pas sous la table.

- Masanın üzerinde bir kitap var.
- Masanın üstünde bir kitap var.

Il y a un livre sur la table.

- Masanın üstünde bir portakal var.
- Masanın üzerinde bir portakal var.

Il y a une orange sur la table.

- Masanın üzerinde iki tabak var.
- Masanın üstünde iki tabak var.

Il y a deux assiettes sur la table.

- Onu masaya bırak.
- Onu masanın üzerine bırak.
- Masanın üzerine koy.

- Posez-le sur la table.
- Posez-la sur la table.
- Pose-le sur la table.
- Pose-la sur la table.
- Mets-le sur la table.

- Masanın üzerinde bir kedi var.
- Masanın üstünde bir kedi vardı.
- Bir kedi masadaydı.
- Bir kedi masanın üstündeydi.
- Masanın üzerinde bir kedi vardı.

Il y avait un chat sur la table.

Masanın üzerinde bir kavun var.

Il y a un melon sur la table.

Dirseklerini masanın üstüne koymayı kes.

Arrête de mettre tes coudes sur la table.

Masanın üstünde bir kitap görüyorum.

Je vois un livre sur le bureau.

Masanın üstünde bir harita var.

Il y a une carte sur le bureau.

Masanın üstünde bazı kitaplar vardır.

Il y a quelques livres sur le bureau.

Masanın üzerinde bir anahtar vardır.

Il y a une clé sur le bureau.

Masanın üstünde bir makas var.

Il y a une paire de ciseaux sur le bureau.

Masanın üstünde birkaç kitap vardır.

Il y a plusieurs livres sur le bureau.

Masanın üzerinde bir çanta vardır.

Il y a un sac sur le bureau.

Masanın altında bir kedi var.

Il y a un chat sous le bureau.

Masanın altında bir elma var.

Il y a une pomme en dessous du bureau.

Masanın altından bir kedi çıktı.

Un chat apparut d'en dessous du bureau.

Masanın üstünde bir çiçek var.

Il y a une fleur sur la table.

Masanın üzerinde bir elma var.

Il y a une pomme sur la table.

Masanın üstünde bir bardak var.

Il y a un verre sur la table.

Siyah bir kedi masanın altındaydı.

Sous la table, il y avait un chat noir.

Maru emekleyerek masanın altından geçti.

Maru est sorti de sous la table.

Bardağı masanın kenarına yakın koymayın.

Ne mets pas le verre au bord de la table.

Bir masanın dört bacağı var.

Une table a quatre pieds.

"Onun kitabı nerede?" "Masanın üstünde."

« Où est son livre ? » « Il est sur la table. »

Babam yerini masanın başına aldı.

- Père prit place au bout de la table.
- Papa prit place au bout de la table.

O, masanın altındaki kutuyu buldu.

- Il trouva la boîte sous la table.
- Il a trouvé la boîte sous la table.