Translation of "Kamp" in French

0.009 sec.

Examples of using "Kamp" in a sentence and their french translations:

Kamp yapmaya gidelim.

Allons camper.

Burada kamp kuracağız.

Nous allons camper ici.

Bu mağarada kamp yapabilirdik

On pourrait camper dans la grotte.

Oyunlar, kamp ateşi gibidir.

Les jeux vidéo sont comme un feu de camp partagé.

Onlar sahilde kamp yaptılar.

- Ils ont campé sur la plage.
- Elles ont campé sur la plage.
- Ils campèrent sur la plage.
- Elles campèrent sur la plage.

Göl yakınında kamp yapacağız.

On va faire du bivouac près du lac.

Ken kamp yapmayı sever.

Ken aime faire du camping.

Bir yerde kamp kurmayı düşünmeliyiz.

Il faut penser à se trouver un campement.

Ya da ağaçta kamp kuracağız.

soit on campe dans l'arbre.

Demek ağaçta kamp kurmamı istiyorsunuz?

Vous voulez que je campe dans l'arbre ?

Onlar suyun kenarında kamp yaptılar.

Ils ont campé au bord de l'eau.

Ağustos ayında kamp yapmaya gittik.

- Nous avons fait du camping au mois d'août.
- Nous sommes allés au camping en août.

Onlar kamp ateşi etrafında toplandılar.

- Ils se sont rassemblés autour du feu de camp.
- Elles se sont rassemblées autour du feu de camp.

Kamp ateşi yanıp kül oldu.

Le feu de camp s'est éteint.

Onlar kamp ateşinin etrafında dinlendiler.

- Ils se détendirent autour du feu de camp.
- Elles se sont détendues autour du feu de camp.

Tom bir kamp arabasında yaşıyor.

Tom habite dans un camping-car.

Orangutanlar gibi yaparız. Ağaçta kamp kurarız

et camper dedans comme le font les orangs-outans.

Yağmur yağdı ve kamp sona erdi,

Il a plu et on a arrêté le camp de bétail.

Çocuklar kamp ateşi etrafında şarkı söylüyorlar.

Les enfants chantent autour du feu de camp.

Kamp ateşine odun eklemeye gerek yok.

Il n'est pas nécessaire d'ajouter du bois au feu de camp.

Önümüzdeki hafta Tom kamp kurmaya gidecek.

Tom ira faire du camping le week-end prochain.

Benim herhangi bir kamp ekipmanım yok.

Je n'ai pas de matériel de camping.

Çadırımızı kurduk ve kamp ateşi yaktık.

Nous avons installé notre tente et avons construit un feu de camp.

Ya da ağaçta kamp kuracağız. Karar sizin.

soit on campe dans un arbre. Vous décidez.

Bizimle kamp yapmaya gidebilseydin, sanırım hepimiz eğlenirdik.

- Si vous étiez en mesure de venir camper avec nous, je pense que nous nous amuserions tous.
- Si tu étais en mesure de venir camper avec nous, je pense que nous nous amuserions tous.

Tom bu hafta sonu bizimle kamp yapmayacak.

Tom ne viendra pas camper avec nous ce week-end.

Su olmayan bir yerde kamp yapmak imkansızdır.

Il est impossible de camper là où il n'y a pas d'eau.

Burası kamp kurmak için iyi bir yerdir.

C'est un bon endroit pour camper.

Sizce en iyi fikir mağarada kamp yapmak mı?

Vous pensez que le mieux, c'est de camper dans la grotte ?

Hava gittikçe kararıyor. Bir yerde kamp kurmayı düşünmeliyiz.

Le jour commence à tomber. Il faut penser à se trouver un campement.

!" Dedi, kamp yardımcısına Davout'un gözlük takmasıyla şaka yaptı.

voir double!», Dit-il à son aide de camp en plaisantant sur le port de lunettes de Davout.

Yüzlerce asker kamp ateşlerinin etrafında sessizce yemek yediler.

Des centaines de soldats mangèrent en silence autour de leurs feux de camp.

Biz çadırımızı kurduk ve bir kamp ateşi yaktık.

Nous avons installé notre tente et avons construit un feu de camp.

Hem Tom hem de ben kamp yapmayı severiz.

Tom et moi aimons le camping.

Nehrin yakınında kamp yapmak iyi bir fikir değildir.

Camper si près de la rivière n'est pas une bonne idée.

CQ: Kamp yapmaktan nefret ediyor olabilirim ama siyasete bayılırım.

CQ : Je déteste camping, mais j'adore la politique.

- Ben ailemle birlikte kampa gittim.
- Ailemle kamp yapmaya gittim.

- Je suis allé camper en famille.
- Je suis allée camper en famille.
- J'allai camper en famille.

Bir sonraki hafta sonu bizimle kamp gitmek ister misiniz?

- Aimerais-tu aller camper avec nous le week-end prochain ?
- Aimeriez-vous aller camper avec nous le week-end prochain ?

Olarak, Doğu ve Batı'da iki kamp kurmazlardı . Kısa süre sonra,

formé deux camps à l'est et à l'ouest. Bientôt, il a fait face à plusieurs

Her zaman yapmak istediğim bir şey ailemle kamp yapmaya gitmek.

Une chose dont j'ai toujours eu envie, c'est d'aller faire du camping en famille.

Tom ve arkadaşları kamp ateşinin etrafında oturdu ve hatmileri kızarttı.

Tom et ses amis se sont assis autour du feu de camp et faisaient griller des guimauves.

Mağara içeriye kadar uzanıyor. Burası kamp için fena bir yer değil.

La grotte va jusqu'au fond. C'est un bon endroit pour camper.

Mağara içeriye kadar uzanıyor. Burası kamp için fena  bir yer değil.

La grotte va jusqu'au fond. C'est un bon endroit pour camper.

Bu da burayı kamp için daha az uygun bir yer yapıyor.

C'est moins bien comme campement, du coup.

Ağaçta kamp kurmamı istiyorsunuz demek? Bu muhtemelen kötü bir fikir değil.

Vous voulez que je campe dans l'arbre ? C'est pas une mauvaise idée.

Ama nehrin karşı kıyısında , Roma müttefiki olan Cavares kabilesi kamp kurmuştu.

Mais sur la rive opposée, le campement était l'armée de la tribu Cavares, un allié romain.

Ekip, Khumbu Buz Çağlayanı ile kamp alanının bulunduğu yere ulaşana kadar...

À notre arrivée au camp de base et à la cascade de glace du Khumbu,

Kral Guy'ın adamlarını sipariş etmekten başka seçeneği yok nerede durdukları yerde kamp yapmak için.

Le roi Guy n'a pas d'autre choix que d'ordonner à ses hommes pour faire le camp où ils se trouvent.

Bu mağarada kamp yapabiliriz ve bu ilaçlar için de iyi olur. İçerisi çok daha serin.

On pourrait camper dans la grotte. Ce serait bien pour les médicaments, car il y fait frais.