Translation of "Kaldığım" in French

0.009 sec.

Examples of using "Kaldığım" in a sentence and their french translations:

- Geç kaldığım için beni bağışlayın.
- Geç kaldığım için bağışlayın.
- Geç kaldığım için beni affedin.

Veuillez m'excuser pour mon retard.

- Geç kaldığım için üzgünüm.
- Geç kaldığım için özür dilerim.

- Je suis désolé d'être en retard.
- Je suis désolé de venir en retard.

Geç kaldığım için üzgünüm.

- Je suis désolé d'être en retard.
- Je suis désolé d'être autant en retard.

O benim kaldığım ev.

C'est la maison dans laquelle je suis resté.

- Geç kaldığım için özür dilerim.
- Geç kaldığım için beni bağışlayın.

Je suis désolé de venir en retard.

Geç kaldığım için bana kırıldı.

Elle était agacée en raison de mon retard.

Geç kaldığım için özür dilerim.

- Je suis désolé d'être en retard.
- Je suis désolée d'être en retard.

Geç kaldığım için çok üzgünüm.

Je suis vraiment désolé d'être en retard.

Geç kaldığım için lütfen beni affedin.

S'il vous plaît excusez-moi d'être en retard.

Okula geç kaldığım için özür diledim.

- Je présentai mes excuses pour avoir été en retard à l'école.
- J'ai présenté mes excuses pour avoir été en retard à l'école.

Sessiz kaldığım için daha da sinirlendi.

Mon silence n'a fait que l'énerver encore plus.

- Geç kaldığım için üzgünüm.
- Lütfen geç geldiğimden dolayı beni affet.
- Geç kaldığım için özür dilerim.
- Geç kaldığım için beni bağışlayın.
- Geç kaldığım için bağışlayın.
- Geç kaldığım için beni affedin.
- Lütfen geç kalışımı bağışlayın.
- Lütfen geç geldiğim için beni bağışlayın.

- Désolé de venir si tard.
- Excusez mon retard.
- Excusez-moi d'être en retard.
- Veuillez m'excuser pour mon retard.
- Je suis désolé d'être en retard.
- Désolé d'être en retard.
- Je suis désolé de venir en retard.
- Veuillez excuser mon retard.
- Veuillez excuser mon arrivée tardive.
- Je suis désolée d'être en retard.
- Désolée d'être en retard.

Uyanık kaldığım sürece iyi olacağım, değil mi?

Ça ira tant que je reste debout, non ?

Öğretmen derse geç kaldığım için beni affetti.

Le professeur m'a excusé d’être arrivé en retard en classe.

Seni yalnız bırakmak zorunda kaldığım için üzgünüm.

Je suis désolé de devoir te laisser seul.

Kaldığım birçok farklı otelden çaldığım bir havlu koleksiyonum var.

J'ai une collection de serviettes de toilette que j'ai dérobées aux différents hôtels dans lesquels j'ai séjourné.

Uçakta iki şişman adam arasında oturmak zorunda kaldığım zaman bundan nefret ederim.

Je déteste ça quand je dois m'asseoir entre deux grosses personnes dans un avion.

- Özlemini çektiğim mutluluğu aramaya hakkım yok muydu?
- Hasret kaldığım saadeti aramak hakkım değil miydi?

- N'avais-je pas le droit de rechercher le bonheur que je désirais ?
- Ne disposais-je pas du droit de rechercher le bonheur dont j'avais le désir ?