Translation of "Kadınları" in French

0.006 sec.

Examples of using "Kadınları" in a sentence and their french translations:

Kadınları seviyorum.

- J'apprécie les femmes.
- J'aime les femmes.

Kadınları anlamıyorum.

Je ne comprends pas les femmes.

Kadınları gerçekten anlamıyorum.

Je ne comprends vraiment pas les femmes.

Kadınları gerçekten anlamıyoruz.

Nous ne comprenons vraiment pas les femmes.

Kadınları anlamıyorsun, Tom.

- Tu ne comprends pas les femmes, Tom.
- Vous ne comprenez pas les femmes, Tom.

Fransa'nın kadınları güzeldir.

Les femmes françaises sont magnifiques.

Güçlü kadınları sever.

Il aime les femmes fortes.

Hayatınızdaki önemli kadınları destekleyin.

Soutenez les femmes importantes de vos vies.

Ben bu kadınları tanıyorum.

Je connais ces femmes.

Yalnızca güzel kadınları severim.

- J'adore tout simplement les belles femmes.
- J'adore les belles femmes, un point c'est tout.

Şu kadınları nerede gördün?

Où as-tu vu ces femmes ?

Bu kadınları nerede gördün?

Où as-tu vu ces femmes ?

Kadınları anlıyormuş gibi davranmam.

Je ne prétends pas comprendre les femmes.

- Biz, erkekler kadınları beklemeye alışığız.
- Biz erkekler kadınları beklemeye alışkınız.

Nous, les hommes, sommes habitués à attendre les femmes.

Biz erkekler kadınları beklemeye alışkınız.

Nous, les hommes, sommes habitués à attendre les femmes.

Kadınları tüm üst sıralara koymak istedim.

Et je voulais mettre des femmes à tous les postes de haut niveau.

Japon kadınları ortalama 25 yaşında evlenirler.

En moyenne, les Japonaises se marient à 25 ans.

Tom çok makyaj yapan kadınları sevmez.

Tom n'aime pas les femmes qui portent trop de maquillage.

- O kadınları hor görür.
- Kadınlara tepeden bakıyor.

Il est condescendant avec les femmes.

- Asyalı kadınları çekici buluyor.
- Asyalı kadınlara ilgi duyuyor.

Il est attiré par les femmes asiatiques.

Tom sahildeki bütün güzel kadınları fark etmekten kendini alamadı.

Tom ne pouvait pas s'empêcher de remarquer toutes les belles femmes sur la plage.

Hem erkekleri hem de kadınları tehdit eden tehlikeler vardır.

Il y a des dangers qui menacent aussi bien les hommes que les femmes.

Kadınların hareketlerinden kaynaklanan değişiklikler hem kadınları hem de erkekleri etkiledi.

Les changements résultants du mouvement des femmes ont affecté et les femmes et les hommes.

Japon kadınları ortalama 26 yaşında evleniyorlar. Doğum oranının azalmasında bir gizem yok.

Les femmes japonaises se marient en moyenne à 26 ans. Le déclin du taux de natalité n'est pas mystérieux.

O, kadınları anlamlı bir meşgale olmaktan daha ziyade tek kullanımlık zevk olarak görüyor.

Il considère les femmes comme des plaisirs jetables plutôt que comme une quête durable.