Translation of "Anlamıyla" in French

0.004 sec.

Examples of using "Anlamıyla" in a sentence and their french translations:

Bu tam anlamıyla inanılmazdı.

- C'était absolument incroyable.
- C'était littéralement incroyable.

İşte bu tam anlamıyla benim.

Et c'est exactement qui je suis.

Affedersiniz;isminizi tam anlamıyla anlamadım.

Je vous demande pardon, je n'ai pas bien compris votre nom.

Yani gerçek anlamıyla, dünyayı erkekler yönetiyor

Donc, littéralement, les hommes « dominent » le monde,

Stres, östrojenlerinizi kelimenin tam anlamıyla çalabilir,

Le stress peut littéralement vous dérober de vos œstrogènes

Onun konuşması tam anlamıyla bir felaketti.

Sa diction était un désastre absolu.

Ben kelimenin tam anlamıyla bunu kastetmedim.

Je ne voulais pas littéralement dire ça.

Kelimenin tam anlamıyla anlatıdan çıkarılıyor demek istiyorum.

littéralement écartée du fil narratif.

Bir şekilde karakterini tam anlamıyla ifade ediyor gibiydiler

D'une certaine manière, ils me révélaient sa personnalité

. Aşağıdakiler: Ülkeyi tam anlamıyla güvence altına alabilmek için

gouvernement de transition de supprimer les forces étrangères ou les milices armées pour pouvoir

Kırık kalpler mecazi olarak da kelimenin tam anlamıyla da ölümcül.

Les cœurs brisés sont littéralement et figurativement mortels.

Ben Paskalya pazar gününde tam anlamıyla bir düzine yumurta yedim.

J'ai littéralement mangé une dizaine d’œufs le dimanche de Pâques.

Toprağı yeniden düzenleyerek ve çölü tam anlamıyla yetiştirmenin uygun yollarını bularak

siècle dernier pour trouver des moyens de cultiver et d'atteindre l'autosuffisance

Bu tam anlamıyla doğru değil. Hatta bu başka şartlarda tamamen yanlış.

Ce n'est pas tout à fait exact. C'est même complètement faux dans de nombreux cas.

Bir hayvanla bu şekilde bir bağ kurup böyle deneyimler yaşamak, tam anlamıyla insanın aklını başından alıyor.

Quand on a un tel rapport avec un animal et qu'on vit ces choses-là, c'est époustouflant.

- Bizim kaçışımız bir mucizeden başka bir şey değildi.
- Bizim kaçışımız tam anlamıyla bir mucizeydi.
- Bizim kaçışımız mucizeden başka bir şey değildi.

- Notre évasion n'était rien de moins qu'un miracle.
- Notre évasion n'était rien moins qu'un miracle.
- Notre évasion ne fut rien moins qu'un miracle.