Translation of "Olduğundan" in Finnish

Niyetlerinin iyi olduğundan eminim.

Olen varma, että tarkoitit hyvää.

Onun tehlikeli olduğundan kuşkulandım.

Epäilin, että hän oli vaarallinen.

Olduğundan daha kötü gözüküyor.

Se näyttää pahemmalta kuin on.

Onların Kanadalı olduğundan emin olamayız.

Emme voi olla varmoja siitä, että he ovat kanadalaisia.

Onun bir avukat olduğundan kuşkuluyum.

Hän ei liene asianajaja.

Tom'un sinirli olduğundan oldukça eminim.

Mä oon aika varma, et Tomi on hermoissaan.

Tom'un Kanadalı olduğundan oldukça eminim.

- Olen melko varma, että Tom on kanadalainen.
- Olen aika varma, että Tomi on kanadalainen.

Tom'un kel olduğundan oldukça eminim.

Olen melko varma, että Tom on kalju.

Onun burada olduğundan emin misin?

Oletko varma, että se on täällä?

Bunun tamam olduğundan emin misin?

- Oletko varma, että tämä on OK?
- Oletko varma, että tämä käy?
- Oletko varma, että tämä sopii?

Onun nesi olduğundan emin değilim.

En ole varma siitä, mikä häntä vaivaa.

Keşke ne olduğundan Tom'a bahsetmeseydim.

Voi kunpa en olisi kertonut Tomille siitä mitä tapahtui.

Dürüst olduğundan dolayı Tom'u severim.

Pidän Tomista koska hän on rehellinen.

İyi olduğundan emin olmam gerekiyordu.

Minun oli varmistettava, että olit OK.

Tom'un hatalı olduğundan kesinlikle eminim.

Olen ehdottoman varma, että Tom on väärässä.

Onun Tom olduğundan çok emindim.

Olin varma että se oli Tom.

Onun sen olduğundan emin değildim.

En ollut varma, että se olit sinä.

Onun samimi olduğundan şüphem yok.

En epäile etteikö hän ole vakavissaan.

Ben onun doğru olduğundan eminim.

Olen varma, että hän on oikeassa.

- Aktris gerçekte olduğundan daha genç görünüyor.
- Kadın oyuncu, olduğundan daha genç gözüküyor.

Näyttelijär näyttää nuoremmalta kuin mitä hän oikeasti on.

Ne kadar dayanıklı olduğundan yüzde 100 emin değilim. Ne süredir orada olduğundan da.

En ole täysin varma köyden kestävyydestä tai siitä, kuinka kauan se on ollut tässä.

Yanında yavruları olduğundan arka sokaklardan ilerliyor.

Poikaset mukanaan se pysyttelee sivukaduilla.

Everest Dağı, Dağların Ana Tanrıçası olduğundan

Koska Mount Everest on vuorten pyhä äiti,

Tom'un masum olduğundan emin olmak istiyorum.

Haluan olla varma, että Tom on viaton.

Tom'un iki dilli olduğundan oldukça eminim.

Olen melko varma, että Tom on kaksikielinen.

Tom'un ön yargılı olduğundan oldukça eminim.

Olen melko varma, että Tom on puolueellinen.

Her şeyin iyi olduğundan emin misin?

Oletko varma, että kaikki on OK?

Burasının Tom'un bürosu olduğundan emin misin?

Oletko varma, että tämä on Tomin toimisto?

Bunun Tom'un evi olduğundan emin misin?

Oletko varma, että tämä on Tomin kotitalo?

Bunun Tom'un bavulu olduğundan emin misin?

Oletko varma, että tämä on Tomin matkalaukku?

Bunun onun şemsiyesi olduğundan oldukça eminim.

Olen melko varma, että tämä on hänen sateenvarjonsa.

Bunun doğru yol olduğundan emin misin?

Oletko varma, että tämä on oikea reitti?

Yapmış olduğundan dolayı ona teşekkür ettim.

Kiitin häntä siitä, mitä hän oli tehnyt.

Parti sıkıcı olduğundan ayrılmaya karar verdim.

Juhla oli tylsä, joten päätin poistua paikalta.

Beni takip eden biri olduğundan şüphe ediyorum.

Epäilen ettei kukaan seuraa minua.

Bir üniversite öğrencisi olduğundan, daha fazla çalışmalısın.

Nyt kun opiskelet yliopistossa, sinun pitäisi opiskella ahkerammin.

Tom'un hatalı olduğundan o kadar emin değilim.

En ole aivan varma, että Tom on väärässä.

Bunun yapmamız gereken şey olduğundan emin misin?

Oletko varma, että tämä on sitä, mitä meidän pitäisi olla tekemässä?

Bunun sizin için oldukça zor olduğundan eminim.

Olen varma, että tämä on sinulle aika vaikeaa.

Bunun ne hakkında olduğundan hâlâ emin değilim.

- En ole vieläkään varma mistä tässä on kyse.
- En ole vieläkään varma mistä tämä kertoo.

Bunun iyi bir fikir olduğundan emin değilim.

En ole varma että tämä on hyvä ajatus.

Lütfen içme suyunun saf olduğundan emin ol.

Varmista, että juomavesi on puhdasta.

Tom gerçekten olduğundan çok daha yaşlı görünüyor.

- Tomi näyttää paljon vanhemmalta, mitä hän oikeasti on.
- Tomi näyttää paljon ikäistään vanhemmalta.

Tom liseden mezun olduğundan beri Boston'a dönmedi.

Tom ei ole palannut Bostoniin valmistuttuaan high schoolista.

Şehirde çok sayıda evcil hayvan olduğundan seçeneği bol.

Koska täällä on paljon kotieläimiä, sillä on vaihtoehtoja.

Tom'un yapılması gerekenleri yapmaya hazır olduğundan oldukça eminim.

Olen melko varma, että Tom on halukas tekemään sen, mikä täytyy tehdä.

Bunun Tom'a söyleyecek bir hata olduğundan emin değilim.

En ole varma, että on virhe kertoa Tomille.

- O, hasta olduğundan dolayı gelemedi.
- Gelemedi çünkü hastaydı.

Hän ei voinut tulla, koska hän oli sairas.

Onun doğru olduğundan şüphelenmek için her neden var.

On täysi syy epäillä, että se pitää paikkansa.

Tom Mary'ye ne olduğundan sana bahsetmedi, değil mi?

Tom ei tainnut kertoa sinulle mitä Marille tapahtui, vai kuinka?

Bunun Tom'un almamızı istediği şey olduğundan emin misin?

Oletko varma, että tämä on se, mitä Tom halusi meidän ostavan?

Omuza kadar boyları iki metre olduğundan... ...pek engel tanımazlar.

Kahden metrin säkäkorkeuden vuoksi niitä ei pidättele juuri mikään.

Onu ziyarete gitmeden önce, onun evde olduğundan emin olmalısın.

Varmista, että hän on kotona, ennen kuin menet käymään hänen luonaan.

Bunun yapmak istediğim şey olduğundan o kadar emin değilim.

En ole niin varma, että se on sitä mitä haluan tehdä.

Az önce gördüğümüz şeyin bir maymun olduğundan emin misin?

Oletko varma siitä, että se mitä juuri näimme, oli apina?

Bu raporu bitirmek için yeterli zamanım olduğundan emin değilim.

En ole varma, että minulla on tarpeeksi aikaa saada tämä raportti valmiiksi.

Onu yapmak için bunun doğru yol olduğundan emin misin?

Oletko varma, että tämä on oikea tapa tehdä se?

Tom'un Mary'nin sahip olduğundan çok daha fazla deneyimi var.

Tomilla on paljon enemmän kokemusta kuin Marylla.

Tom üniversiteden mezun olduğundan beri bir çevirmen olarak çalışmaktadır.

Tom on työskennellyt kääntäjänä korkeakoulusta valmistuttuaan.

Yukarıda neye bağlı olduğundan emin değilim. Beni taşımama ihtimali var.

En ole varma, miten se on kiinnitetty. Kiinnitys ei välttämättä kestä.

Sinir uçları ve kan damarlarıyla dolu olduğundan son derece hassastır.

Koska se on täynnä hermopäätteitä ja verisuonia, se on hyvin herkkä.

Bir yarasa bir balığın olduğundan daha fazla bir kuş değildir.

Lepakko ei ole yhtään sen enempää lintu kuin kalakaan.

Bilmemiz gerekeni bize söyleyebilecek tek kişinin Tom olduğundan oldukça eminim.

- Olen melko varma, että Tom on ainoa henkilö, joka voi kertoa meille sen, mitä meidän tarvitsee tietää.
- Tom lienee melko varmasti ainoa, joka pystyy kertomaan meille tarvitsemamme.

Bu, kadınların da erkekler kadar orgazm olduğundan emin olmakla alakalı değil.

Ei yritetä taata, että naiset saisivat yhtä paljon orgasmeja kuin miehet.

Doyuracak üç büyük boğaz olduğundan anne, aileye yemek bulmakta güçlük çekecektir.

Kun ruokittavana on kolme suuta, sen on vaikea löytää tarpeeksi ruokaa.

Onun bir erkek mi yoksa bir bayan mı olduğundan emin değilim.

En ole varma, onko se uros vai naaras.

Bunun bir iltifat mı yoksa bir hakaret mi olduğundan emin değilim.

En ole varma, onko se kohteliaisuus vai loukkaus.

Boston'a vardığınızda yapmak istediğiniz ilk şeyin evi aramak olduğundan oldukça eminim.

Olen aika varma, että ensimmäinen asia, jonka haluat tehdä, kun saavut Bostoniin, on soittaa kotiin.

O olduğundan beri bir yıldan daha fazla bir süre olduğuna inanamıyorum.

En voi uskoa, että sen tapahtumisesta on jo yli vuosi.

Göl donmuştu ama buzun üzerinde yürümek için yeterince güçlü olduğundan emin değilim.

Järvi on jäätynyt, mutta en ole varma siitä, että kestääkö jää kävelemisen.

Onları üretmek için en ucuz yer olduğundan dolayı elbiselerimizin çoğu Bengladeş'te yapılırlar.

Monet vaatteistamme valmistetaan Bangladeshissä, koska se on halvin paikka tuottaa niitä.

Dişi, kendisinden yüzde 20 daha ağır olduğundan onu zapt etmek için var gücünü kullanmalıdır.

Naaras on 20 % painavampi, joten uroksen on pinnisteltävä pidelläkseen naarasta.

Tom yaşı hakkında yalan söyledi, bu yüzden Mary onun gerçekten olduğundan çok daha yaşlı olduğunu düşündü.

Tom valehteli iästään, joten Mari luuli, että hän oli paljon vanhempi kuin hän oikeasti olikaan.

- Bu paranın Tom'a ait olduğundan emin olamayız.
- Bu paranın Tom'a ait olduğunu varsayamayız.
- Bunun Tom'un parası olduğu hükmüne varamayız.

Me emme voi olettaa, että nämä rahat ovat Tomin.

Sadece kendi ana dilinde ya da en güçlü olduğun dilde cümleler eklemenin muhtemelen yabancı dil yazmayı pratik yapmak kadar çok eğlenceli olmadığını biliyorum fakat onların doğru olduğundan kesinlikle emin değilsen lütfen cümleleri Tatoeba Corpus'a eklemeyin. Çalıştığın dilleri pratik yapmak istiyorsan www.lang-8.com gibi o amaç için tasarlanmış bir site kullanarak öyle yapın.

Tiedän, että lauseiden lisääminen vain äidinkielelläsi tai vahvimmalla kielelläsi ei ole varmaankaan yhtä hauskaa kuin vieraiden kielten kirjoittamisen harjoittelu, mutta ethän lisää lauseita Tatoeba-korpukseen, jos et ole aivan varma, että ne ovat oikein. Jos haluat harjoitella opiskelemiasi kieliä, teethän sen verkkosivulla, joka on suunniteltu kielten harjoittelemista varten, kuten www.lang-8.com.