Translation of "Zorlanıyor" in English

0.006 sec.

Examples of using "Zorlanıyor" in a sentence and their english translations:

Tom'un sabrı zorlanıyor.

Tom's patience is being strained.

Yaşlı adam duymakta zorlanıyor.

The old man was hard of hearing.

Tom Fransızca öğrenmede zorlanıyor.

Tom had difficulty learning French.

Tom nefes almakta zorlanıyor.

Tom has a hard time breathing.

Bunu yapmakta zorlanıyor musun?

Are you having any trouble doing that?

Tom bunu yapmakta zorlanıyor.

- Tom has a hard time doing that.
- Tom has a difficult time doing that.

Tom Fransızca konuşmakta zorlanıyor.

Tom has trouble speaking French.

İdrarınızı yaparken zorlanıyor musunuz?

Do you have difficulty urinating?

Merdiven çıkmakta zorlanıyor musunuz?

Is it difficult to climb stairs?

Tom bir iş bulmakta zorlanıyor.

Tom is having trouble finding a job.

Tom duygularını kontrol etmekte zorlanıyor.

Tom has trouble controlling his emotions.

Tom partide ne giyeceğine karar vermede zorlanıyor.

Tom is having a hard time deciding what to wear to the party.

Sırt üstü yattığınızda nefes almakta zorlanıyor musunuz?

Do you have difficulty breathing when you lie down flat?

Kadınlar küçük yaşta evlenmeye zorlanıyor ve araç süremiyorlar.

Women are forced to be marry underage and they cannot drive.

- Tom kıt kanaat geçinmekte zorlanıyor.
- Tom darlık çekiyor.

Tom is having trouble making ends meet.

Ay ışığı, iç içe geçmiş ormandan içeri sızmakta zorlanıyor.

Moonlight struggles to penetrate this tangled forest.

Tom, Mary'yi onunla çıkmaya ikna etmekte zorlanıyor gibi görünmüyordu.

Tom didn't seem to be having any trouble convincing Mary to go out with him.

- Nefes almakta zorlanıyor musun?
- Nefes almakta zorluk çekiyor musun?

Are you having any trouble breathing?