Translation of "Yattı" in English

0.012 sec.

Examples of using "Yattı" in a sentence and their english translations:

Tom'un köpeği yattı.

Tom's dog lay down.

Tom hapiste yattı.

- Tom has done time.
- Tom did his time.

Tom yatakta yattı.

Tom lied in bed.

Öğretmeni ile yattı.

He slept with his teacher.

Gece yarısı yattı.

He went to bed at midnight.

Dennis yere uzanıp yattı.

Dennis lay flat on the floor.

Gözleri kapalı sırtüstü yattı.

He lay on his back with his eyes closed.

On yıl hapiste yattı.

He served a ten-year prison term.

O, yatakta uykuya yattı.

He lay asleep in the bed.

Prenses gözleri kapalı yattı.

The princess lay with her eyes closed.

Tom niçin hapiste yattı?

What did Tom do time for?

O pencere açıkken yattı.

She slept with the window open.

Tom yatağında kıvrılıp yattı.

Tom snuggled down in his bed.

Tom dişlerini fırçalamadan yattı.

Tom went to bed without brushing his teeth.

Tom muhtemelen çoktan yattı.

Tom has probably already gone to bed.

O ömür boyu hapis yattı.

He was in prison for life.

Onu düşünerek saatlerce uyanık yattı.

He lay awake for hours thinking about her.

Odaya gitti ve yatağa yattı.

She went into the room and lay on the bed.

O bütün gece uyanık yattı.

She lay awake all night.

Tom, bütün gece uyanık yattı.

Tom lay awake all night.

Tom akşam yemeğinden sonra yattı.

Tom went to bed after supper.

Fadıl iki yıl hapiste yattı.

Fadil served two years in jail.

Tom hapishanede üç yıl yattı.

Tom served three years in prison.

Tom hiçbir şey yemeden yattı.

Tom went to bed without eating anything.

Tom okumayı bıraktı ve yattı.

Tom stopped reading and went to sleep.

Sami hapishanede altı ay yattı.

Sami served six months in jail.

- Sami yattı.
- Sami yatağa gitti.

Sami went to bed.

- Maçı bilerek kaybetti.
- Maçta yattı.

He threw his game.

Doktor gelinceye kadar acı içinde yattı.

He lay in agony until the doctor arrived.

- Tom geç uyudu.
- Tom geç yattı.

Tom slept late.

Ama o bir bebek gibi yattı.

But he slept like a baby.

Gözleri kapalı şekilde bir kanepeye yattı.

She lay on a sofa with her eyes closed.

- Patronuyla uyudu.
- O, patronu ile yattı.

She slept with her boss.

O yorgun olduğu için erken yattı.

Being tired, she went to bed early.

Tom geçen hafta boyunca gripten yattı.

Tom was down with the flu all last week.

Tom hapishanede 33 ay hapis yattı.

Tom served 33 months in prison.

- Sami istihareye yattı.
- Sami istihare yaptı.

Sami did istikhara.

Tom yatağına yattı ve yastığına usulca ağladı.

Tom lay on his bed and cried softly into his pillow.

Tom yaptıkları yüzünden üç yıl hapis yattı.

Tom spent three years in prison for what he did.

Tom hapiste neredeyse üç yıl hapis yattı.

Tom served almost three years in prison.

Sami suçları için altı yıl hapis yattı.

Sami served six years for his crimes.

Alkollü araç kullanmaktan iki ay hapis yattı.

He served two months in jail for drunken driving.

Tom bu yılın başlarında üç hafta hastanede yattı.

Tom was in the hospital for three weeks earlier this year.

- Tom minibüsün arkasında uyudu.
- Tom minivanın arkasında yattı.

Tom slept in the back of the minivan.

- Sami o odada yattı.
- Sami o odada uyudu.

Sami slept in that room.

Tom sarhoş araba sürdüğü için iki ay hapishanede yattı.

Tom served two months in jail for drunken driving.

Tom ikinci derece cinayet için 30 yıl hapis yattı.

Tom served 30 years for second degree murder.

Dima bir gecede 25 adamla yattı ve sonra onları öldürdü.

Dima slept with 25 men in one night and then killed them.

- Leyla birkaç yıl hapis yattı.
- Leyla hapiste birkaç yıl geçirdi.

Layla spent a few years in prison.

Tom işlemediği bir suç için hapishanede üç yıl hapis yattı.

Tom served three years in prison for a crime he didn't commit.

- Sami altı yıl görev yaptı.
- Sami altı yıl hapis yattı.

Sami served six years.

Soktu : görevinden istifa etmek zorunda kaldı ve 6 hafta hapis yattı.

trouble: he was forced to resign his  commission and spent 6 weeks in prison.

- O dün gece yatağa geç gitti.
- O dün gece geç yattı.

She went to bed late last night.

Tom dün gece çok geç yattı, bu yüzden onu henüz uyandırma.

Tom went to bed very late last night, so don't wake him up yet.

- Tom bütün gün TV seyrederek yattı.
- Tom bütün gün yatakta TV seyretti.

Tom stayed in bed all day watching TV.

- Tom tam üç yıl hizmet etti.
- Tom tam üç yıl hapis yattı.

Tom served exactly three years.

Alkollü araç sürme suçunu kabul ettikten sonra geçen yıl beş gün hapishanede yattı.

Tom served five days in jail last year after pleading guilty to drunken driving.

- Tom otuzlu yaşlarındayken bir süre hapiste yattı.
- Tom otuzlarındayken hapiste biraz zaman geçirdi.

Tom spent some time in jail when he was in his thirties.

- Dün gece, Tom gece yarısından önce yattı.
- Dün gece Tom gece yarısından önce yatağa gitti.

Last night, Tom went to bed before midnight.

Adem karısı Havva ile yattı. Havva hamile kaldı ve Kayin'i doğurdu. "RAB'bin yardımıyla bir oğul dünyaya getirdim" dedi.

And Adam knew Eve his wife; who conceived and brought forth Cain, saying: I have gotten a man through God.

Kayin karısıyla yattı. Karısı hamile kaldı ve Hanok'u doğurdu. Kayin o sırada bir kent kurmaktaydı. Kente oğlu Hanok'un adını verdi.

And Cain knew his wife, and she conceived, and brought forth Henoch: and he built a city, and called the name thereof by the name of his son Henoch.

Adem karısıyla yine yattı. Havva bir oğlan doğurdu. "Tanrı Kayin'in öldürdüğü Habil'in yerine bana başka bir oğul bağışladı" diyerek çocuğa Şit adını verdi.

Adam also knew his wife again: and she brought forth a son, and called his name Seth, saying: God hath given me another seed for Abel, whom Cain slew.