Translation of "Sırtüstü" in English

0.009 sec.

Examples of using "Sırtüstü" in a sentence and their english translations:

- Tom sırtüstü yatıyordu.
- Tom sırtüstü uzanmıştı.

Tom was lying on his back.

Tom sırtüstü uzandı.

Tom lay on his back.

O sırtüstü yatıyordu.

He was lying on his back.

O sırtüstü uzandı.

He lay down on his back.

Tom sırtüstü uyur.

Tom sleeps on his back.

Hasta sırtüstü uzanıyor.

The patient is lying flat on her back.

O sırtüstü uyuyor.

She sleeps on her back.

Bir gece, sırtüstü yatarken

And one night, lying flat on my back,

Gözleri kapalı sırtüstü yattı.

He lay on his back with his eyes closed.

O yatakta sırtüstü yatıyor.

He lay on his back on the bed.

Sırtüstü uzanıp yıldızları seyrediyordu.

He was lying on his back, looking at the sky.

Tom genellikle sırtüstü uyur.

Tom usually sleeps on his back.

O, plajda sırtüstü yatıyordu.

He was lying on his back on the beach.

O, yatakta sırtüstü yatıyordu.

He was lying in bed on his back.

O sırtüstü yatıyor muydu?

Was he lying on his back?

Suda sırtüstü yatabilir misin?

Can you float on your back?

- O sırt üstü uzandı.
- Sırtüstü yatıyordu.
- Sırtüstü uzandı.
- Arkasına yaslandı.

He lay on his back.

O, bayıldı ve sırtüstü düştü.

He fainted and fell on his back.

Sırtüstü yatmanı ve dinlenmeni istiyorum.

I want you to lay back and relax.

Çocukken çimenlere sırtüstü uzanıp beyaz bulutları seyrederdim.

As a boy I used to lie on my back on the grass and look at the white clouds.

Deniz samuru, sırtüstü yüzerken istiridye yemeyi seviyor.

Sea otters love to eat clams while swimming on their backs.

Çocukken çimin üstünde sırtüstü uzanır beyaz bulutlara bakardım.

As a boy, I used to lie on my back on the grass and look at white clouds.

"Garson, bu sinek çorbamda ne yapıyor?" "Bana sırtüstü yüzecek gibi geliyor, bayım!"

"Waitress, what's this fly doing in my soup?" "Looks to me to be backstroke, sir!"