Translation of "Yakaladın" in English

0.005 sec.

Examples of using "Yakaladın" in a sentence and their english translations:

Beni yakaladın.

You caught me.

Onları nerede yakaladın?

- Where did you catch them?
- Where did you trap them?

Beni yakaladın sanırım.

I guess you've caught me.

Tamam, beni yakaladın.

Okay, you caught me.

Onları yakaladın mı?

- Did you catch them?
- Did you arrest them?
- Did you receive them?

Sanırım onu yakaladın.

I think you nailed it.

Bugün ne yakaladın?

What did you catch today?

Hiç balık yakaladın mı?

Have you ever caught a fish?

Üç tane kuş yakaladın.

You caught three birds.

Kaç tane balık yakaladın?

How many fish did you catch?

Bu kaplumbağaları nereden yakaladın?

Where do you catch these frogs?

Braxton: Hazırlıksız yakaladın beni!

Braxton: Okay you caught me off guard there!

Hiç Tom'u yakaladın mı?

Did you ever catch Tom?

Tom'u yakaladın, değil mi?

You got Tom, didn't you?

- İyi yakalayış.
- İyi yakaladın.

Good catch.

Bütün o balıkları nerede yakaladın?

Where did you catch all those fish?

Sen topu yakaladın, değil mi?

You caught the ball, didn't you?

Nehirde hiç balık yakaladın mı?

Did you catch any fish in the river?

O balıkları kendin mi yakaladın?

Did you catch that fish yourself?

O tek boynuzlu atı yakaladın mı?

Have you caught that Unicorn yet?

Hiç büyük bir balık yakaladın mı?

Have you caught any big fish?

Büyük bir tane yakaladın gibi görünüyor.

It looks like you've hooked a big one.

- Beni gafil avladın.
- Beni hazırlıksız yakaladın.

You caught me off guard.

En son ne zaman bir balık yakaladın?

When was the last time you caught a fish?

Tom'la konuşmak için bir şans yakaladın mı?

Did you get a chance to talk to Tom?

Umarım benim yakaladığımdan daha fazla balık yakaladın.

I hope you caught more fish than I did.

- İlk treni yakaladın mı?
- İlk trene yetiştin mi?

Did you catch the first train?

Son kez balık tutmaya gittiğinde bir şey yakaladın mı?

Did you catch anything the last time you went fishing?

- İyi aklettin Tom.
- İyi dedin Tom.
- İyi yakaladın Tom.

Good call, Tom.

Mary her zaman öyle değildir. Sen sadece onu kötü bir günde yakaladın.

Mary's not always like that. You just caught her on a bad day.