Translation of "Yönleri" in English

0.008 sec.

Examples of using "Yönleri" in a sentence and their english translations:

Çeşitli yönleri incelemeliyiz.

We must examine the various aspects.

Bir paralelkenarın zıt yönleri paraleldir.

The opposite sides of a parallelogram are parallel.

Herkesin güçlü ve zayıf yönleri vardır.

- Everyone has strengths and weaknesses.
- Everyone has both strong and weak points.

Onları kültürünün bazı yönleri benimkinden daha üstün. Benim kültürümün bazı yönleri onlarınkinden daha üstün.

Some aspects of their culture are superior to mine; some aspects of my culture are superior to theirs.

Ama bu araştırmanın ayrıca iyimser yönleri de var:

but this British study has also struck a real note of optimism

Ortak yönleri olmadığı için Tom ve Mary birbirleriyle geçinmiyor.

Tom and Mary don't get along because they have nothing in common.

Tom ve Mary'nin ortak ne yönleri olduğunu merak ediyorum.

I wonder what Tom and Mary have in common.

- Tom bazı yönlerden babasına benzer, ancak diğerlerinde o çok farklı.
- Tom'un bazı yönleri babasına benzer, ama diğer yönleri çok farklıdır.

Tom is similar in some ways to his father, but in others he's very different.

Bizim halkların ilk bakışta görülebilenden daha çok ortak yönleri var.

Our peoples have more in common than can be seen at first sight.

- Kaybolma ihtimalinize karşı yönleri yazmayı düşündük.
- Kaybolursunuz diye yolları yazalım dedik.

We thought we would write out the directions, in case you got lost.

Zzengin veya fakir her ulusun kendi güçlü ve zayıf yönleri vardır.

Every nation, rich or poor, has its strengths and weaknesses.

Neden böyle iyi arkadaş olduklarını anlayamıyorum. Onların neredeyse hiç ortak yönleri yok.

I can't understand why they're such good friends. They have hardly anything in common.