Translation of "Tolerans" in English

Beceriksizliğe tolerans göstermem.

I don't tolerate incompetence.

Çocuk yetiştirmek tolerans gerektirir.

Rearing a child calls for perseverance.

Barış, tolerans olmadan var olamaz.

- Peace cannot exist without tolerance.
- Peace can't exist without tolerance.

Tolerans kötülüğe uygulandığında bir suç olur.

Tolerance becomes a crime when applied to evil.

Tom'un okulunun sıfır tolerans politikası vardır.

Tom's school has a zero-tolerance policy.

Bu okulun bir sıfır tolerans politikası vardır

This school has a zero-tolerance policy.

Doğal olarak da reddetmeye karşı yüksek tolerans sahibidirler.

And they naturally have a high tolerance for rejection.

Futbol kulübünün hakem hatası konusunda sıfır tolerans politikası vardır.

The football club has a zero tolerance policy on referee abuse.

- Tom buna tolerans göstermez.
- Tom buna göz yummaz.
- Tom buna müsamaha göstermez.

Tom won't tolerate this.