Translation of "Tavana" in English

Tavana ulaşamıyorum.

I can't reach the ceiling.

Tavana baktım.

I looked up at the ceiling.

- Tavana ulaşabilir misiniz?
- Tavana ulaşabiliyor musun?

Can you reach the ceiling?

- Tom tavana bakıyordu.
- Tom gözünü tavana dikmişti.
- Tom tavana bakıyordu

Tom was looking up at the ceiling.

Tavana asılmış lamba.

The lamp hung from the ceiling.

O, tavana dokunabilir.

- I can touch the ceiling.
- He can touch the ceiling.

Başını tavana çarptı.

He bumped his head against the ceiling.

Tom tavana bakıyor.

Tom is looking at the ceiling.

Yukarıya tavana baktı.

She looked up at the ceiling.

O, tavana baktı.

She looked up at the ceiling.

Neredeyse tavana dokunabilirim.

I can almost touch the ceiling.

Tom tavana baktı.

Tom glanced up at the ceiling.

Tom tavana bakıyordu.

- Tom was staring at the ceiling.
- Tom was looking up at the ceiling.

Ben tavana dokunabilirim.

I can touch the ceiling.

Tavana dokunabilir misin?

Can you touch the ceiling?

Tom tavana dokunabilir.

Tom can touch the ceiling.

Ben tavana baktım.

I stared at the ceiling.

Mary tavana baktı.

Mary looked at the ceiling.

O tavana baktı.

She stared at the ceiling.

Uzun süre tavana baktı.

He gazed at the ceiling for a long time.

Tom tavana baktı, uyuyamadı.

Tom stared at the ceiling, unable to sleep.

O, gözlerini tavana odakladı.

He focused his eyes on the ceiling.

O, gözlerini tavana sabitledi.

He fixed his eyes on the ceiling.

Hâlâ tavana ulaşabiliyor musun?

Can you still reach the ceiling?

Fosil yakıt fiyatları tavana vurdu.

Fossil fuel prices shot through the roof.

Tavana değecek kadar uzun boyluydu.

She was tall enough to touch the ceiling.

Tom tavana bakarak yatakta yatıyordu.

Tom lay in bed staring up at the ceiling.

Tom boş gözlerle tavana baktı.

Tom stared blankly at the ceiling.

Tom tavana asılan ışığı açtı.

Tom turned on the overhead light.

Tom yatakta yatıyordu, tavana bakıyordu.

Tom was lying in bed, staring up at the ceiling.

Duman dedektörleri tavana monte edilmelidir.

Smoke detectors should be fixed to the ceiling.

Tom tavana giden merdivenlere tırmandı.

Tom climbed the stairs up to the attic.

Tavana bakma yerine bir roman okuyabilirsin.

You might as well read a novel instead of staring at the ceiling.

Tom sırt üstü uzanıyor, tavana bakıyor.

Tom is lying on his back, staring at the ceiling.

Tom arkasına yaslandı ve tavana baktı.

Tom leaned back and stared at the ceiling.

Tom tavana dokunmak için yeterince uzun.

Tom is tall enough to touch the ceiling.

Mary tavana çıktı ve kasabaya baktı.

Mary climbed on the roof and looked out over the town.

O, tavana ulaşmak için yeterince uzun değildi.

He wasn't tall enough to get at the ceiling.

Öyle uzun bir adam ki tavana dokunabilir.

He is such a tall man that he can touch the ceiling.

Tom tavana boş boş bakarak kanepede yatıyordu.

Tom lay on the couch, staring blankly at the ceiling.

Tom tavana baktığında gözüne bir damla su düştü.

When Tom looked up to the ceiling, a drop of water fell into his eye.

- İlk önce tavanı boyayın.
- Önce tavana badana yap.

Paint the ceiling first.

O öylesine uzun boylu bir adamdır ki tavana erişebilir.

He is such a tall man that he can reach the ceiling.

"Uzun boylu olmak harika olmalı." "Öyle mi düşünüyorsun? Gerçekten o kadar harika değil. Kafanı tavana çarpmaya devam edersin."

"It must be great to be tall." "Do you think so? It's not really that great. You keep bumping your head on the ceiling."