Translation of "Tırmanacak" in English

0.003 sec.

Examples of using "Tırmanacak" in a sentence and their english translations:

Tırmanacak ağaç kalmadı.

She's running out of tree.

O, merdivene tırmanacak.

He's going to climb the ladder.

Tom merdivene tırmanacak.

Tom is going to climb the ladder.

O, bir gün, o dağa tırmanacak.

She is going to climb that mountain someday.

Bazı şeyleri berbat ettim, keşke tırmanacak bir delik bulabilsem.

I've botched things up so bad I wish I could find a hole to climb into.

Kışın, önceden uygun hazırlık yapmadan bir dağa tırmanacak kadar aptal değilim.

I'm not stupid enough to climb a mountain in the winter without first making adequate preparations.

Onun arkadaşlarından hiçbiri oraya onu ziyaret etmeye gelmedi zira tırmanacak çok merdiven vardı.

None of his friends came to visit him there, for there were too many stairs to climb.

- Önceden gerekli tüm hazırlıkları yapmadan kışın dağlara tırmanmamam gerektiğini biliyorum.
- Önceden tüm hazırlıkları yapmadan kışın dağlara tırmanacak kadar aptal değilim.

I know better than to climb mountains in winter without making all necessary preparations beforehand.