Translation of "Suçluyor" in English

0.004 sec.

Examples of using "Suçluyor" in a sentence and their english translations:

Tom'u suçluyor musun?

Do you blame Tom?

Beni suçluyor musun?

Do you blame me?

O bizi suçluyor.

She blames us.

Kürekçi küreğini suçluyor.

The rower blames his oar.

Tom bizi suçluyor.

Tom blames us.

Herkes seni suçluyor.

Everybody blames you.

Kim seni suçluyor?

Who's accusing you?

Tom, Mary'yi suçluyor.

Tom is blaming Mary.

Bizi suçluyor musun?

Do you blame us?

Onları suçluyor musun?

Do you blame them?

Onu suçluyor musun?

Do you blame him?

Muhalefet, hükümeti suçluyor.

The opposition blames the government.

Sanırım Tom kendini suçluyor.

- I think Tom blames himself.
- I think that Tom blames himself.

Tom kısmen kendini suçluyor.

Tom partially blames himself.

Neden Tom bizi suçluyor?

Why is Tom blaming us?

Tom her zaman kendini suçluyor.

Tom is always blaming himself.

Beni bir şeyle suçluyor musun?

Are you accusing me of something?

Hatası için kötü şansını suçluyor.

He blames his failure on bad luck.

Fakir bir işçi aletlerini suçluyor.

A poor workman blames his tools.

Tom hataları için Mary'yi suçluyor.

Tom blames Mary for his mistakes.

Dikkatsiz hatam için herkes beni suçluyor.

Everybody blames me for my careless mistake.

Tom John'un ölümü için Mary'yi suçluyor.

Tom blames Mary for John's death.

Tom karısının ölümü için seni suçluyor.

Tom blames you for the death of his wife.

Mary'ye olanlar için Tom kendini suçluyor.

Tom blames himself for what happened to Mary.

İnsanlar sizi düzensiz olmakla suçluyor mu?

Do people accuse you of being disorganized?

Tom her şey için Mary'yi suçluyor.

Tom blames Mary for everything.

Tom tüm sorunları için Mary'yi suçluyor.

Tom blames Mary for all of his problems.

Mary bütün problemleri için Tom'u suçluyor.

Mary blames Tom for all of her problems.

Tom her şey için seni suçluyor.

Tom blames you for everything.

Ve sonra da şanssızlıkları için kaybedenleri suçluyor.

and then blames the losers for their misfortune?

Tom işler için her zaman beni suçluyor.

Tom is always blaming things on me.

Tom Mary'nin ölümü için hâlâ seni suçluyor.

Tom still blames you for Mary's death.

Sami istismarcı annesini hareketlerinden dolayı hâlâ suçluyor.

Sami still blames his abusive mother for his actions.

Tom her zaman hatalarından dolayı başkalarını suçluyor.

Tom always blames others for his mistakes.

Tom her zaman Mary'yi her şey için suçluyor.

Tom always blames Mary for everything.

Tom her zaman beni her şey için suçluyor.

Tom always blames me for everything.

O evlilik hayatımızın iyi gitmediği gerçeği için beni suçluyor.

She blames me for the fact that our married life isn't going well.

Öyle ironik ki, tüm zamanların en sömürgeci ülkelerden biri, Buenos Aires'i sömürgeci olmakla suçluyor.

It is ironic that one of the most colonialist countries of all times accuses Buenos Aires of being colonialist!