Translation of "Sonuçlar" in English

- Sonuçlar sarsıcıydı.
- Sonuçlar şok ediciydi.

The results were shocking.

Gerçek sonuçlar.

real consequences.

Sonuçlar negatifdi.

The results were negative.

Sonuçlar muhteşemdi.

The results were spectacular.

Sonuçlar açıktı.

The results were clear.

Sonuçlar sonuçsuzdur.

The results are inconclusive.

Sonuçlar kesindi.

The results were conclusive.

Sonuçlar sıradışıydı.

The results were outstanding.

Sonuçlar şaşırtıcıydı.

The results were astounding.

Sonuçlar anlamlıdır.

The results are significant.

Sonuçlar berbattı.

The results were appalling.

Sonuçlar olumsuz.

The results are negative.

Sonuçlar geldi.

The results are in.

Sonuçlar olacaktır.

There will be consequences.

İşte sonuçlar.

Here are the results.

Sonuçlar var.

There are consequences.

Sonuçlar olabilir.

There could be consequences.

Sonuçlar öngörülemezdi.

The results were unpredictable.

Sonuçlar iyi.

The results are good.

Sonuçlar kötüydü.

The results were bad.

Sonuçlar sonuçsuzdu.

The results were inconclusive.

Sonuçlar çarpıcıydı.

The results were stunning.

Sonuçlar neydi?

What were the results?

Sonuçlar iyiydi.

The results were good.

Sonuçlar ortada.

The results speak for themselves.

MS: Sonuçlar şöyle:

MS: Now for the results.

Beklenmedik sonuçlar açıklandı.

Unexpected results were announced.

İyi sonuçlar umalım.

Let's hope for good results.

İyi sonuçlar bekliyoruz.

We expect good results.

İyi sonuçlar beklenmektedir.

Good results are expected.

Beklediğimiz sonuçlar burada.

These are the results we've been waiting for.

Sonuçlar düş kırıcıydı.

The results were disappointing.

Sonuçlar şaşırtıcı mıydı?

Were the results surprising?

Sonuçlar dikkate değerdir.

The results are noteworthy.

Pozitif sonuçlar istiyoruz.

We want positive results.

Tom sonuçlar istiyor.

Tom wants results.

Sonuçlar bende yok.

I don't have the results.

Sonuçlar henüz çıkmadı.

The results aren't out yet.

Ne sonuçlar çıkarabiliriz?

What conclusions can we draw?

Sonuçlar çok kötüydü.

The results were very bad.

Sonuçlar umurumda değil.

I don't care for the consequences.

Sonuçlar hakkında endişelenmeyin.

Don't worry about the results.

Sonuçlar hakkında düşünün.

Think about the implications.

Sonuçlar muazzam olurdu.

The consequences would be enormous.

Sonuçlar yıkıcı olabilir.

The results could be devastating.

Çirkin sonuçlar olacak.

There will be ugly consequences.

Sonuçlar iyi bilinir.

The consequences are well known.

Sonuçlar ne olabilir?

What might the consequences be?

Tüm sonuçlar gizlidir.

All results are confidential.

Biz sonuçlar istiyoruz.

We want results.

Sonuçlar ne olacak?

What'll the results be?

Ortaya çıkan sonuçlar bunlardı.

These were the data that they came up with.

Sonuçlar beklediğimin tam tersiydi.

The results were exactly the opposite of what I had expected.

Sonuçlar beklentilerimden az geldi.

The results fell short of my expectations.

O sonuçlar beni endişelendirmiyor.

Those consequences are no concern of mine.

O, harika sonuçlar aldı.

He got wonderful results.

Çaba güzel sonuçlar üretir.

Effort produces fine results.

Sonuçlar asla aynı olmayacak!

Consequences will never be the same!

Sonuçlar çok tatmin ediciydi.

The results were very satisfactory.

Sonuçlar tatmin edicilikten uzaktı.

The results were far from satisfactory.

Sonuçlar hemen ilan edilmeyecek.

The results won't be immediately announced.

Bu ölümcül sonuçlar doğurabilir.

This may have lethal consequences.

Sonuçlar çok iyi değildi.

The results weren't very good.

Bireysel sonuçlar farklı olabilir.

Individual results may vary.

Sonuçlar ne kadar geçerlidir?

How valid are the results?

Ve bunlar 'normal' sonuçlar olur.

and those are 'normal' results.

Benmerkezci ulusalcılık kötü sonuçlar doğurabilir.

self-centered nationalism can easily turn ugly.

Sağlık kaynaklı sosyal sonuçlar var,

and we have social determinants of health,

Benzer sebepler benzer sonuçlar üretirler.

Like causes produce like results.

Bu, geniş kapsamlı sonuçlar doğurabilir.

This could have far-reaching consequences.

Sen hızlı sonuçlar istediğini söyledin.

You said you wanted quick results.

Ancak potansiyel sonuçlar çok büyük

but the potential consequences are so large

Bundan ne gibi sonuçlar çıkarılabilir?

What conclusions can be drawn from this?

Sonuçlar karşısında hayal kırıklığına uğradık.

We were very disappointed with the results.

Sonuçlar pazartesi günü ilan edilecek.

Results will be announced Monday.

Onun çabaları iyi sonuçlar doğurdu.

His efforts led to good results.

Bilgi vermiyorsanız ciddi sonuçlar doğurabilir.

If you're withholding information, there could be severe consequences.

Sonuçlar yüzünden mutsuz olacağını biliyordum.

I knew you'd be unhappy with the results.

Sonuçlar şu anda analiz ediliyor.

The results are currently being analyzed.

Sonuçlar yüzünden hayal kırıklığına uğramıştım.

I was disappointed with the results.

Bu gerçekten hala oldukça kötü sonuçlar.

So this is still some very bad results.

Şu iki deney benzer sonuçlar vermiştir.

Those two experiments yielded similar results.

Böyle uluslararası birleşme harika sonuçlar doğurdu.

Such international cooperation produced great results.

Sonuçlar bir hafta içinde geri gelecektir.

The results will be back in a week.

Ben bu yıl kötü sonuçlar aldım.

- I have had a bad report this year.
- I had bad results this year.

O sonuçlar yüzünden hayal kırıklığına uğradım.

I was disappointed with those results.

Tom dikkat çekici sonuçlar elde etti.

Tom has achieved remarkable results.

Onun sağlık taraması olumsuz sonuçlar göstermedi.

Her health screening showed no negative results.

Bazı dikkat çekici sonuçlar elde ettik.

We've had some remarkable results.

Sonuçlar hiçbir şekilde tatmin edici değil.

The results are by no means satisfactory.

O, dikkate değer sonuçlar elde etti.

She achieved remarkable results.

Tom çok iyi sonuçlar elde etti.

Tom has achieved very good results.

Biz bazı çok ilginç sonuçlar alıyoruz.

We're getting some very interesting results.

Tom'un sonuçlar yüzünden mutsuz olacağını biliyordum.

- I knew Tom would be unhappy with the results.
- I knew that Tom would be unhappy with the results.

O çok iyi sonuçlar elde etti.

He has achieved very good results.

"Sonuçlar iyi mi?" "Evet, çok iyi."

"Are the results good?" "Yes, they're excellent."