Translation of "Satacak" in English

0.005 sec.

Examples of using "Satacak" in a sentence and their english translations:

Satacak mısın?

Will you sell it?

Tom evini satacak.

Tom is going to sell his house.

Mark arabayı satacak.

Mark will sell the car.

Satacak biletlerim var.

I have tickets to sell.

O, evini satacak.

She will sell her house.

Evini ona satacak mısın?

- Will you sell your house to him?
- Will you sell your house to her?

Bisikletini Tom'a satacak mısın?

Are you going to sell Tom your bicycle?

Gregor arabasını kime satacak?

Who will Gregor sell his car to?

Ona evinizi satacak mısınız?

Are you going to sell him your house?

Evini Tom'a satacak mısın?

Are you going to sell Tom your house?

Tom'un satacak bir şeyi yok.

Tom has nothing left to sell.

Gerçekten Tom'a motosikletini satacak mısın?

Are you really going to sell Tom your motorcycle?

Tom'a hâlâ evini satacak mısın?

Are you still going to sell Tom your house?

Zenginlere satacak çiçek yetiştirirlerse geçinip giderler.

Then, if they grow flowers to sell to the rich, they will do fine.

- Evinizi ona satar mısınız?
- Evini ona satacak mısın?

Will you sell your house to him?

Satacak bir şeyimiz kalsaydı biz hâlâ açık olurduk.

We would still be open if we had anything to left to sell.

Uluslararası markette satacak kadar kaliteli mal satamıyordu. Bunun karşısında Fransa önemli bir

produce quality goods to sell in the international market. Nonetheless, France had an important

- Pazar yerine ulaştığında ürünümüz yok satacak.
- Pazar yerine ulaştığında ürünümüz peynir ekmek gibi gidecek.

When it reaches the marketplace our product will go like hot cakes.

- Kesinlikle bu roman basılınca peynir ekmek gibi satılacak.
- Hiç kuşkusuz bu roman yayınlanınca kapış kapış gidecek.
- Hiç şüphe yok ki bu roman yayınlanınca yok satacak.

This novel will certainly go like hot cakes when it's published.