Translation of "Bisikletini" in English

0.038 sec.

Examples of using "Bisikletini" in a sentence and their english translations:

- Tom bisikletini tamir ediyor.
- Tom bisikletini onarıyor.

- Tom is repairing his bicycle.
- Tom is fixing his bicycle.

- Tom bisikletini tamir etti.
- Tom bisikletini onardı.

- Tom repaired his bicycle.
- Tom fixed his bicycle.

Mary bisikletini yağladı.

Mary oiled her bicycle.

Bisikletini kırmızıya boyadı.

He painted his bicycle red.

Bisikletini nereye bıraktın?

Where did you leave your bike?

Bisikletini duvara yasladı.

He propped his bike against the wall.

Tom bisikletini sürüyor.

Tom is riding his bicycle.

Bisikletini tamir etti.

- He repaired his bicycle.
- She repaired her bicycle.

Biri Tom'un bisikletini çaldı.

- Someone stole Tom's bicycle.
- Tom's bicycle has been stolen.
- Tom's bicycle was stolen.

Bisikletini bir kenara koy.

Put away your bicycle.

Bisikletini bana ödünç verdi.

She lent me her bicycle.

Tom'un bisikletini ödünç aldım.

I borrowed Tom's bicycle.

Tom bisikletini duvara dayadı.

Tom propped his bicycle against the wall.

Bisikletini ödünç alabilir miyim?

- May I borrow your bicycle?
- May I borrow your bike?

Bisikletini ödünç almam gerekecek.

I'm going to need to borrow your bicycle.

Tom bisikletini kırmızıya boyadı.

Tom painted his bicycle red.

Bisikletini Tom'a satacak mısın?

Are you going to sell Tom your bicycle?

Bisikletini ne zaman boyadın?

When did you paint your bicycle?

Tom köyde bisikletini sürdü.

Tom rode his bicycle through the village.

Ken bisikletini beyaza boyadı.

Ken painted his bicycle white.

Bana bisikletini ödünç ver.

Lend me your bicycle.

Tom senin bisikletini çaldı.

Tom stole your bike.

Polisler Tom'un bisikletini buldu.

The police found Tom's bicycle.

O bisikletini mağazaya götürdü.

- He took his bike to the store.
- He went to the store on his bike.

Tom bana bisikletini verdi.

Tom lent me his bicycle.

Tom'un bisikletini kim çaldı?

Who stole Tom's bicycle?

Tom bisikletini tamir ediyor.

Tom repairs his bicycle.

Tom bisikletini maviye boyadı.

Tom painted his bicycle blue.

Bisikletini Tom'a satacağını duydum.

I heard you were going to sell Tom your bicycle.

Bisikletini satmadın, değil mi?

You didn't sell your bicycle, did you?

Tom, Mary'nin bisikletini boyadı.

Tom painted Mary's bicycle.

Tom Mary'nin bisikletini çaldı.

Tom stole Mary's bicycle.

Tom bisikletini kaldırımda sürüyor.

Tom rides his bicycle on the sidewalk.

Bisikletini çalan kişi Tom.

Tom is the one who stole your bicycle.

İzin almadan onun bisikletini kullandı.

He used her bike without asking permission.

Kimin bisikletini ödünç almak istedin?

Whose bicycle did you want to borrow?

Çocuk yeni bisikletini herkese gösterdi.

The boy showed off his new bicycle to everyone.

Tom bisikletini garajımda tutmak istedi.

Tom wanted to keep his bicycle in my garage.

Bisikletini sabit bir hızda sürdü.

He rode his bicycle at a uniform speed.

Tom bisikletini Mary'ye ödünç verdi.

Tom lent his bicycle to Mary.

Bana bisikletini ödünç verir misin?

Could you lend me your bike?

Bisikletini bana ödünç verebilir misin?

Can you lend me your bicycle?

Dan, Linda'nın bisikletini bodrumda buldu.

Dan found Linda's bike in the basement.

Tom'a bisikletini nereden aldığını sordum.

I asked Tom where he'd bought his bicycle.

Tom bana bisikletini ödünç vermedi.

- Tom wouldn't lend his bicycle to me.
- Tom wouldn't lend me his bicycle.

Bisikletini her zaman kirli bırakıyorsun.

You always leave your bike filthy.

Tom'un eski bisikletini isteyeceğini sanmıyorum.

- I don't think Tom will want your old bicycle.
- I don't think that Tom will want your old bicycle.

Tom'un bisikletini izinsiz kullanmamayı bilmeliydim.

- I should've known better than to use Tom's bicycle without permission.
- I should have known better than to use Tom's bicycle without permission.

Tom bisikletini sokak boyunca sürdü.

Tom rode his bicycle through the alley.

Fadıl arka bahçede bisikletini onarıyordu.

Fadil was fixing his bike in the backyard.

Leyla binanın arkasına bisikletini koydu.

Layla put her bicycle in the back of the building.

Tom, Mary'yi bisikletini çalmakla suçladı.

Tom accused Mary of stealing his bicycle.

Mary'nin bisikletini çaan kişi Tom'du.

Tom was the one who stole Mary's bicycle.

Tom bisikletini bir ağaca kilitledi.

Tom locked his bike to a tree.

Tom Mary'nin bisikletini tamir edecek.

Tom is going to fix Mary's bicycle.

Tom, Mary'nin bisikletini çalan çocuk.

Tom is the boy who stole Mary's bicycle.

Tom bisikletini bir ağaca zincirledi.

Tom chained his bicycle to a tree.

Tom bisikletini bir ağaca yasladı.

Tom leaned his bicycle against a tree.

Tom'un bisikletini kime verdiğini bilmiyorum.

I don't know who Tom gave his bicycle to.

Tom her zaman bisikletini kirli bırakır.

Tom always leaves his bicycle dirty.

Neden bisikletini ödünç almama izin vermedin?

Why wouldn't you let me borrow your bicycle?

Bisikletini çalanın Tom olduğunu nasıl öğrendin?

How did you find out it was Tom who stole your bicycle?

Tom Mary’nin bisikletini kullanmasına izin veriyor.

Tom has been letting Mary use his bicycle.

Tom Mary'nin bisikletini çaldığını itiraf etti.

- Tom has admitted that he stole Mary's bicycle.
- Tom has admitted he stole Mary's bicycle.

Tom bisikletini çalanın Mary olduğunu düşünmüyor.

- Tom doesn't think that Mary was the one who stole his bicycle.
- Tom doesn't think Mary was the one who stole his bicycle.

Tom'un bisikletini nereden satın aldığını bilmiyorum.

I don't know where Tom bought his bicycle.

Tom, Mary'nin bisikletini çaldığını itiraf etti.

- Tom admitted that he stole Mary's bicycle.
- Tom admitted he stole Mary's bicycle.

Tom bisikletini bisiklet park yerine kilitledi.

Tom locked his bike to the bike rack.

- Bisikletini kaldırımda sürme.
- Bisikletinizi kaldırımda kullanmayın.

Don't ride your bicycle on the sidewalk.

Tom bisikletini Mary'nin evine doğru sürdü.

Tom rode his bicycle over to Mary's.

Bisikletini birkaç günlüğüne bana ödünç verebilir misin?

Could you lend me your bicycle for a couple of days?

Bana bisikletini bir saatliğine ödünç verir misin?

Will you lend me your bicycle for an hour?

Tom bisikletini çalan kişinin ben olduğumu öğrendi.

Tom found out that I was the one who had stolen his bicycle.

Tom'un bisikletini nereden satın aldığını biliyor musun?

Do you know where Tom bought his bicycle?

Tom senin onun bisikletini çaldığını iddia ediyor.

Tom claims that you stole his bicycle.

Belki de Tom senin bisikletini çalan kişiydi.

Maybe Tom was the one who stole your bicycle.

Mary'nin bisikletini çalan kişinin Tom olduğuna inanamıyorum.

- I can't believe that Tom is the one who stole Mary's bicycle.
- I can't believe Tom is the one who stole Mary's bicycle.

Tom bisikletini Craigslist adlı internet sitesinde sattı.

Tom sold his bike on craigslist.

Tom'un onun bisikletini kullanıp kullanmadığımı umursayacağını sanmıyorum.

- I don't think Tom would mind if I used his bicycle.
- I don't think that Tom would mind if I used his bicycle.

Neden Tom'a bisikletini ödünç alabilip alamayacağını sormuyorsun?

Why don't you ask Tom if you can borrow his bicycle?

Tom eski bisikletini birinin satın alacağını umuyordu.

Tom hoped somebody would buy his old bicycle.

Sen bisikletini istasyonun çevresinde bir yerde bulacaksın.

You will find your bicycle somewhere in the neighborhood of the station.

O, yeni bisikletini arkadaşlarına göstermek için istekliydi.

He was eager to show off his new bicycle to his friends.

Tom geçen hafta bisikletini Mary'ye ödünç verdi.

Tom lent Mary his bicycle last week.

Tom, Mary'nin bisikletini nereden aldığını bilmediğini söyledi.

- Tom said he doesn't know where Mary bought her bicycle.
- Tom said that he doesn't know where Mary bought her bicycle.

Mary'nin bisikletini nereden aldığını Tom'un bildiğini sanmıyorum.

- I don't think Tom knows where Mary bought her bicycle.
- I don't think that Tom knows where Mary bought her bicycle.

Tom; Mary'ye bisikletini tamir etmede yardımcı oldu.

Tom helped Mary fix her bicycle.

Tom, Mary'nin bisikletini onun için tamir etti.

Tom fixed Mary's bicycle for her.

Yarın öğleden sonra bisikletini ödünç alabilir miyim?

May I borrow your bicycle tomorrow afternoon?

- Senin bisikletini deneyebilir miyim?
- Bisikletinizi deneyebilir miyim?

Can I try your bicycle?