Translation of "Sardı" in English

0.005 sec.

Examples of using "Sardı" in a sentence and their english translations:

Doktor yaralarımı sardı.

The doctor bound my wounds.

Hediyeyi kağıda sardı.

She wrapped the present in paper.

İş boka sardı!

It's gone to shit!

Tom bacağımı sardı.

Tom bandaged my leg.

Tom yaralarını sardı.

Tom dusted himself off.

Annem sandviçleri kağıda sardı.

My mother wrapped the sandwiches in paper.

Bir mendille parmağını sardı.

She bandaged his finger with a handkerchief.

Tom bantı yeniden sardı.

Tom rewound the tape.

Bebeğini bir battaniyeye sardı.

She wrapped her baby in a blanket.

O, onu kağıda sardı.

She folded it in paper.

O kollarını bana sardı.

He wrapped his arms around me.

Kadın bebeği kollarıyla sardı.

The woman hugged the baby.

Sandviçini streç filme sardı.

She wrapped her sandwich in plastic wrap.

Kendini bir battaniyeye sardı.

She wrapped herself in a blanket.

Mary battaniyeyi omuzlarına sardı.

Mary wrapped the blanket around her shoulders.

Doktor çocuğun yaralı bacağını sardı.

The doctor bandaged the boy's injured leg.

O, kağıda bazı hediyeler sardı.

She wrapped some gifts in paper.

Tom beline bir havlu sardı.

Tom wrapped a towel around his waist.

Tom etrafında bir havlu sardı.

Tom wrapped a towel around himself.

Babam bu aralar borsaya sardı.

My father is very much involved in the stock market now.

Bir şefkat dalgası onu sardı.

A wave of tenderness swept over her.

Mary kollarını sıkıca göğsüne sardı.

Mary wrapped her arms tightly around her chest.

Tom ceketini Mary'nin omuzlarına sardı.

Tom wrapped his jacket around Mary's shoulders.

- Tom toparlandı.
- Tom yaralarını sardı.

Tom dusted himself off.

O, kollarını onun boynuna sardı.

She wrapped her arms around his neck.

Ahtapot kendini avının etrafına sardı.

The octopus wrapped itself around its prey.

Soğuk hava patlaması evi sardı.

A blast of cold air swept through the house.

Tom kolunu onun omuzuna sardı.

Tom wrapped his arm around her shoulder.

Tom Mary'ye vereceği hediyeyi sardı.

Tom wrapped the present he was going to give to Mary.

Tom battaniyeyi Mary'nin omuzlarına sardı.

Tom wrapped the blanket around Mary's shoulders.

Tom paketi kahverengi kağıtla sardı.

Tom wrapped the package with brown paper.

Tezgahtar kız hediyeyi benim için sardı.

The salesgirl wrapped the gift for me.

Tom kendini sıcak bir battaniyeye sardı.

Tom wrapped himself in a warm blanket.

Tom paketi sardı ve iplerle bağladı.

Tom wrapped the package and tied it with strings.

Bebek küçücük elini Tom'un parmağına sardı.

The baby wrapped his tiny hand around Tom's finger.

Tom kendini bir battaniye ile sardı.

Tom wrapped himself in a blanket.

Sami, Leyla'nın cesedini bir battaniyeye sardı.

Sami wrapped Layla's body in a blanket.

Tom eski Mısır tarihine merak sardı.

Tom became interested in ancient Egyptian history.

- İşler kötüye gitti.
- İşler sarpa sardı.

Things went south.

Amerika, Irak'tan çekilmeyince, işler iyice sarpa sardı.

But problems arose when the US struggled to replace Saddam.

Tom'un kalay folyo şapkasını kullanarak sandviçini sardı.

She wrapped her sandwich using Tom's tinfoil hat.

Tom ipi sardı ve onu cebine koydu.

Tom rolled up the string and put it in his pocket.

- Tom neredeyse hiç gülmez.
- Tom hediyeyi sardı.

Tom almost never laughs.

Tom battaniyeyi açtı ve onu kendi etrafına sardı.

Tom unfolded the blanket and wrapped it around himself.

Mary yerde oturdu ve kollarını dizlerinin etrafına sardı.

Mary sat on the floor and wrapped her arms around her knees.

- Tom arkeolojiye merak sardı.
- Tom arkeolojiyle ilgilenmeye başladı.

Tom became interested in archaeology.

Tom duştan çıktı ve kalçasının etrafına bir havlu sardı.

Tom stepped out of the shower and wrapped a towel around his waist.

Tom posteri sardı ve karton bir tüpün içine koydu.

Tom rolled up the poster and put it into a cardboard tube.

Tom buz paketini nemli bir havluyla sardı ve onu uyluğu üzerine yerleştirdi.

Tom wrapped the ice pack in a damp towel and placed it on his thigh.

Mary bir sıcak su şişesini bir havluyla sardı ve onu Tom'un alnına yerleştirdi.

Mary wrapped a hot water bottle in a towel and placed it on Tom's forehead.

- Fadıl, İslam ile ilgilenmeye başladı.
- Fadıl, İslam ile ilgili hale geldi.
- Fadıl, İslam'a merak sardı.

Fadil became interested in Islam.

Ütü soğuduktan sonra Mary elektrik kablosunu ütüye sardı, ütüyü tekrar rafa koydu, ütü masasını katladı ve onu yine dolaba kaldırdı.

After the iron had cooled off, Mary wrapped the electrical cord around the iron, put the iron back on the shelf, folded up the ironing board, and put it away back in the closet.