Translation of "Sahipler" in English

Onlar buna miktarda sahipler.

And they have plenty of solar.

Değişik bir yapıya sahipler

They have a different structure

Onlar aynı alışkanlıklara sahipler.

They have the same habits.

Onlar bütün cevaplara sahipler.

They have all the answers.

Açık bir seçeneğe sahipler.

They have a clear choice.

Onlardan daha fazlasına sahipler.

They have more of them.

Bu durumda, tüm güce sahipler.

They have all the power in this situation.

Oldukça katı göç yasalarına sahipler.

they have strong immigration laws.

Hesaplar için yeterli paraya sahipler.

They have enough money for their bills.

Onlar tam aynı yüze sahipler.

They have the exact same face.

İki kitap aynı fiyata sahipler.

The two books are equivalent in value.

Onlar kesinlikle aynı yüze sahipler.

They have exactly the same face.

İhtiyaç duydukları her şeye sahipler.

- They have everything they need.
- They have everything that they need.

Sahipler, onu yönetici olarak atadılar.

The owners appointed him manager.

Tom'un ebeveynleri bakkal dükkanına sahipler.

Tom's parents own the grocery store.

Dünya ve Ay, aynı izotopa sahipler.

The Earth and Moon have identical isotopes.

Öngörü gücümüzü azaltan bir yapıya sahipler.

They're designed in a way that's impairing our foresight.

Veya kısa mesafeleri keşfedecek mühendisliğe sahipler.

or engineer at small distances rather than large.

Ve 90 milyondan fazla nüfusa sahipler.

And they have more than 90 million inhabitants.

Tom ve Mary aynı görüşe sahipler.

Tom and Mary have the same opinion.

Tom'un ebeveynleri bir bakkal dükkanına sahipler.

Tom's parents own a grocery store.

Memeliler arasındaki en düşük sindirim oranına sahipler.

They have the slowest digestion rate of any mammal.

Tom ve Mary aynı arkadaş grubuna sahipler.

Tom and Mary have the same group of friends.

Tom ve Mary yakın bir arkadaşlığa sahipler.

Tom and Mary have a close friendship.

Tom ve Mary de aynı hobiye sahipler.

Tom and Mary have the same hobby.

Tom ve Mary müzikte aynı zevke sahipler.

Tom and Mary have the same taste in music.

Ve bir halk ayaklanmasından korkmayacak kadar korumaya sahipler.

And they have enough security to not be scared of a popular uprising.

- Onlar Avrupa'da yetkiye sahipler.
- Onların Avrupa'da otoriteleri var.

They have authority in Europe.

Almanlar çıplaklığa karşı daha rahat bir tutuma sahipler.

Germans have a more relaxed attitude towards nudity.

Tom ve Mary ihtiyaç duydukları tüm paraya sahipler.

Tom and Mary have all the money they need.

Dikkat ettin mi, tüm dişiler kabaca aynı frekansa sahipler.

And you noticed that all the females have the same frequency, roughly?

Tom ve Mary aynı babaya fakat farklı annelere sahipler.

Tom and Mary have the same father but different mothers.

Görünüşleri farklı olmasına rağmen ortak parti içerisinde ortak argümanlara sahipler.

it looks like, arguments are a common thing in the party.

- İnsanlar özgür iradeye sahipler mi?
- İnsanların özgür iradeleri var mı?

Do people have free will?

Bu genç insanlardan bazıları benimkinin iki katı kadar uzun bacaklara sahipler.

Some of these young people have legs twice as long as mine.

Iş hakkın aynı ön yargılara sahipler ve onlara karşı aynı ön yargılar var.

to have the same stereotypes working for and against them.

Çin halkının bir alfabesi yok. Onlar her kelime için farklı bir sembole sahipler.

Chinese people don't have an alphabet. They have a different symbol for every word.

İlk olarak, kadınların erkeklerden daha fazla boş vakitleri var. İkinci olarak, onlar erkeklerden daha az endişelenecek şeylere sahipler.

In the first place, the women have more free time than men. In the second place, they have fewer things to worry about than men.