Translation of "Değişik" in English

0.009 sec.

Examples of using "Değişik" in a sentence and their english translations:

Konudaki fikirleri değişik.

Their views vary on the subject.

Değişik bilgiler topladı.

He collected various information.

Değişik açıklamalar var.

There are varying explanations.

Adamında değişik huyları var

your man has different qualities

Değişik bir yapıya sahipler

They have a different structure

Kelimenin değişik anlamları vardır.

The word has several meanings.

Biz değişik başlıklarda konuştuk.

We talked about various topics.

Onlar değişik ebatlarda üretilmektedir.

They are manufactured in various sizes.

çok değişik bakış açılarından yararlandın.

towards building smart algorithms at Netflix.

Yarasaların çok değişik huyları vardır

bats have many different characteristics

Onlar teklifte birçok değişik yaptılar.

They made many changes in the proposal.

Tom ofisinde değişik elbiseler bulundurur.

Tom keeps a change of clothes in his office.

Tom'un değişik damak zevkleri var.

Tom has varied tastes.

Sami değişik ülkelerden Müslümanlarla tanıştı.

Sami met Muslims from various countries.

Bu değişik T şekli anladığımız kadarıyla,

This strange T-shape we can understand

Ve bir dizi değişik strateji gerektiriyor.

and it takes a variety of strategies.

Birbiri ardına değişik türde yiyecekler denedi.

He tried different kinds of foods one after another.

O kasede değişik türde şekerleme var.

There are various kinds of candy in that bowl.

Tom kesinlikle değişik fikirler öne sürdü.

Tom certainly came up with some interesting ideas.

Leyla olayların altı değişik versiyonunu verdi.

Layla gave six different versions of the events.

Birkaç değişik çeşit var ve bazılar plastik.

and they have a few different types and some of them are plastic,

Nihayet Tatoeba'ya değişik dillerde 10,000 cümle katkıda bulundum.

Finally I have contributed 10,000 sentences, in various languages, to Tatoeba.

Televizyondan gerçekte göremediğimiz ya da duyamadığımız değişik şeyler öğrenebiliriz.

Through television we can learn various things which we cannot actually see or hear.

Onun maaşı düşük bu yüzden değişik işler yapmak zorunda.

- His salary is so small he must do odd jobs.
- His salary is low so he has to do odd jobs.

- Tom farklı cevap verdi.
- Tom değişik bir cevap verdi.

Tom gave a different answer.

- Sen ne diyon değişik?
- Sen hangi şarkıyı söylüyorsun ha?

What the fuck are you talking about?

Hemen yanında Somali, anarşinin kemik bulmuş haliydi.Ve değişik kabileler sürekli

Next to them there’s SOMALIA, which is, virtually, an anarchy where different tribes

- Biz farklı ülkelerden geliyoruz.
- Farklı ülkelerden geliyoruz.
- Değişik ülkelerden geliyoruz.

We come from different countries.

- Bu orman çeşitlilik açısından zengindir.
- Bu orman değişik türlerle doludur.

This forest is full of diversity.

- Günümüz insanları daha değişik düşünüyor.
- Çağımız insanlarının düşünceleri daha farklı.

People today think differently.

- Değişik bir şey denemek istiyorum.
- Farklı bir şeyler yapmayı denemek istiyorum.

I want to try doing something different.

- Değişik olaylarla dolu bir geçmişim var.
- İnişli çıkışlı bir geçmişim var.

I have a checkered past.

O sarhoş olduğunda, oldukça ilginç bir rahipti ve değişik şeyler hakkında konuştu.

When he became drunk, he was quite an interesting priest, and he talked about various things.

Ken'ichi tarafından yapılan düzenlemeler sayesinde, kadınlar kasaba civarında çalışmak için değişik yerler buldu.

Thanks to the arrangements made by Ken'ichi, the women found various places to work around town.

10 bin tanesi Emirlerin Memlükleriydi ve 10 bini ise değişik kökenlerden gelen normal birliklerdi.

10,000 were emirs' mamluks, and 10,000 were more regular troops of various origins.

Harika değişik iklimleri sayesinde, Amerika Birleşik Devletleri, hemen hemen her türlü spor için bir cennettir.

The United States is a paradise for almost every kind of sports, thanks to its wonderfully varied climate.

- Tom'un çok değişik bir bireysel dili var.
- Tom'un çok kendine has bir konuşma üslubu var.

Tom has a very distinct idiolect.

- Bu sözcüğün en az üç değişik anlamı var.
- Bu kelime en az üç farklı manaya geliyor.

- That word has at least three different senses.
- That word has at least three different meanings.

Bir dil ne kadar çok ülkede konuşulursa, yerli konuşanı gibi ses çıkarmak o kadar daha az önemlidir, çünkü o dilin konuşanları değişik lehçeler duymaya alışkındır.

The more countries a language is spoken in, the less important it is to sound like a native speaker, since speakers of that language are accustomed to hearing various dialects.

Burroughs B5500 gibi bazı sistemler sanal bellek uygulamak için sayfa numaralama kullanmazlar.Onun yerine segmentasyon kullanırlar, bu sanal adres alanlarını değişik uzunluktaki segmentlere böler. Bir sanal adres bir segment numarası ve segment içinde bir ötelemeden oluşur.

Some systems, such as Burroughs B5500, do not use paging to implement virtual memory. Instead, they use segmentation, that divide virtual address spaces into variable-length segments. A virtual address consists of a segment number and an offset within the segment.