Translation of "Sırayla" in English

0.007 sec.

Examples of using "Sırayla" in a sentence and their english translations:

Sırayla yapacağız.

We'll take turns.

Sırayla şarkı söylüyorduk

We took turns singing

Sırayla otobüse binin.

Get on the bus in turn.

Arabayı sırayla sürdük.

We took turns driving the car.

Hepinizi sırayla dinleyeceğim.

I'll hear all of you in turn.

Arabayı sırayla sürelim.

Let's take turns driving.

Odayı sırayla temizledik.

We took turns cleaning the room.

Sırayla kürek çekelim.

Let's take turns rowing.

- Onlar sahnede sırayla şarkı söylediler.
- Sahnede sırayla şarkı söylediler.

They sang on the stage in turn.

-ders kitabındaki sırayla değil-

not the order it comes up in the textbook

Öğrenciler sırayla cevap verdi.

The students answered in order.

Onlar arabayı sırayla sürdüler.

They took turns driving the car.

Temel etiketleri sırayla öğrenelim.

Let's learn the basic tags in order.

Sırayla çeşmeden su içtiler.

They took turns drinking from the water fountain.

Her şeyi sırayla anlatacağız.

We'll explain it one by one.

Her öğrenci sırayla diplomasını aldı.

Each student received his diploma in turn.

Oraya giderken arabamızı sırayla sürdük.

We took turns driving our car on our way there.

Arabayı sırayla itmek zorunda kaldılar.

They had to take turns pushing the car.

Öğretmen öğrencileri alfabetik sırayla çağırdı.

The teacher called the students in alphabetical order.

Notaları doğru sırayla çalman gerekir.

You need to play the notes in the correct order.

Tom ve Mary sırayla yapıyorlar.

Tom and Mary are taking turns.

Her şeyin sırayla olduğunu bulacağından eminim.

I'm sure you'll find everything is in order.

Tom ve ben çocuklarınıza sırayla bakacağız.

Tom and I'll take turns watching your kids.

Tom ve Mary sırayla çöpü çıkarırlar.

Tom and Mary take turns taking out the garbage.

Tom ve Mary bulaşıkları sırayla yıkarlar.

Tom and Mary take turns washing the dishes.

Tom ve Mary arabayı sırayla sürerler.

Tom and Mary took turns driving the car.

Tom ve ben arabayı sırayla sürdük.

Tom and I took turns driving.

Tom ve Mary arabayı sırayla sürdü.

- Tom and Mary took turns driving.
- Tom and Mary took turns with the driving.

Tom ve ben Mary'ye sırayla baktık.

Tom and I took turns taking care of Mary.

Babamız yatalak olduğu için ona sırayla baktık.

Since our father is bedridden, we take turns looking after him.

Kız kardeşim ve ben odamızı sırayla temizleriz.

My sister and I take turns in cleaning our room.

Gerçekten Tom'la sırayla araba kullanma anlaşması yapmamalıydık.

We really shouldn't have carpooled with Tom.

Tom ve Mary köpeği sırayla yürüyüşe götürdüler.

Tom and Mary took turns taking the dog for a walk.

Tom ve Mary araba sürmeyi sırayla yaptılar.

Tom and Mary took turns with the driving.

- Her şeyi sırayla anlatacağız.
- Bir bir anlatacağız.

We'll explain it one by one.

Yolculuk boyunca John ve ben arabayı sırayla sürdük.

During the trip, John and I alternated driving the car.

Tom ve ben sırayla araba sürmeyi kabul ettik.

Tom and I agreed to take turns driving.

Tom ve ben işe giderken sırayla araba kullandık.

Tom and I carpool to work.

- Hep bana rabbena olmaz.
- Bu işler parayla değil sırayla.

Turnabout is fair play.

Jack ve ben cumartesi günleri ofiste sırayla çalışmayı kabul ettik.

Jack and I agreed to take turns working at the office on Saturdays.

Hayatımdaki en önemli insanlar sırayla karım, oğlum ve anne ile babamdır.

The most important people in my life are my wife, my son, and my parents in that order.

Eski kulübenin sadece bir yatağı vardı, bu yüzden biz hepimiz onun içinde sırayla uyuduk.

The old cottage had only one bed, so we all took turns sleeping in it.

Dün geceki piyango çekilişinde kazanan rakamlar sırayla 7, 18, 3, 41 ve 6 idi.

The winning numbers in last night's lottery draw were 7, 18, 3, 41, and 6 in that order.