Translation of "Süredir" in English

Normal süredir.

to get treatment.

Uzun süredir suskunum.

- I have been silent for a long time.
- I've been silent for a long time.

Bir süredir buradayız.

- We've been here a while.
- We've been here for a while.

Uzun süredir Boston'dayız.

We've been in Boston for quite a while.

Uzun süredir hazırız.

We've been ready for a long time.

Uzun süredir buradaydım.

We've been here too long.

Bir süredir uzaktaydım.

I was away for a while.

Bir süredir Boston'dayım.

I've been in Boston for a while.

Uzun süredir bekliyoruz.

We've been waiting a long time.

Bir süredir buradayım.

I'm here for a while.

Uzun süredir uzaktaydım.

I've been away for a long time.

Uzun süredir yalnızım.

I've been alone so long.

Bir süredir uyumadım.

I haven't slept in a while.

Uzun süredir buradayım.

- I've been here a long time.
- I've been here for a long time.
- I have been here for a long time.

Bir süredir emekliyim.

I've been retired for quite a while.

Bir süredir ağlamadım.

I haven't cried in a while.

- Bir süredir bunu düşünüyorum.
- Bir süredir bunu düşünüyordum.

I've been thinking about this for a while.

- Uzun süredir seni görmedim.
- Ben uzun süredir seni görmedim.

- I have not seen you for ages.
- I haven't seen you for ages.

Ne kadar süredir Kobe'desin?

How long have you been in Kobe?

Uzun süredir birbirimizi tanımıyorduk.

We haven't known each other long.

Uzun süredir onu görmedim.

I haven't seen her for ages.

Ne kadar süredir hastasın?

- How long have you been ill?
- How long have you been sick?

Oda uzun süredir boş.

The room has been empty for a long time.

O uzun süredir hastadır.

He has been sick for a long time.

Uzun süredir yatakta uzanıyordu.

He was lying in bed a long time.

Uzun süredir burada bulunmadı.

He hasn't been here long.

Onu uzun süredir tanıyorum.

- I have known him a long time.
- I've known him a long time.

Uzun süredir burada yaşamaktayım.

I have lived here for a long time.

Ne kadar süredir buradasınız?

How long have you been in here?

Uzun süredir evli değilim.

I haven't been married long.

Uzun süredir evli değiliz.

We haven't been married long.

Uzun süredir evli değiller.

They haven't been married long.

Bir süredir Tom'la konuşmadım.

I haven't spoken to Tom in a while.

Ne kadar süredir sahibiz?

- How long have we got?
- How long do we have?

Ne kadar süredir sahipsiniz?

- How long do you have?
- How much time do you have?

Bir süredir bunu yapmadım.

- I haven't done this in a while.
- I haven't done this for a while.

Biz uzun süredir arkadaşız.

We're friends from way back.

Uzun bir süredir buradayız.

We've been here for quite a while.

Uzun süredir birlikte çalışıyoruz.

We've been working together for a long time.

Bir süredir terk etmiyoruz.

We aren't leaving for a while.

Uzun süredir burada yaşıyoruz.

We've lived here for a long time.

Seni uzun süredir görmedim.

I have not seen you for a long time.

Uzun süredir Tom'la birlikteyim.

I've been with Tom for a long time.

Uzun süredir burada mıydın?

Have you been here long?

Uzun süredir benim arkadaşımsın.

You've been my friend for a long time.

Uzun süredir Tom'u görmedim.

- I haven't seen Tom for a good while.
- I haven't seen Tom in a long time.
- I haven't seen Tom for a long time.

Uzun süredir bekliyor musun?

Have you been waiting a long time?

Ne kadar süredir bekliyorsun?

- How long have you waited?
- How long have you been waiting?

Tom bir süredir burada.

Tom has been here for a while.

Tom bir süredir Boston'da.

Tom has been in Boston for a while.

Tom bir süredir evli.

Tom has been married for some time now.

Tom bir süredir güçsüzdü.

Tom has been weak for some time now.

Ne kadar süredir tanıyorsun?

How long have you known?

Tom uzun süredir orada.

Tom has been in there for a long time.

Tom uzun süredir uzakta.

Tom has been away for a long time.

Tom bir süredir orada.

Tom has been there for a while.

Tom bir süredir bekliyor.

- Tom has been waiting a while.
- Tom has been waiting for a while.

Ne kadar süredir Bulgaristan'dasın?

How long have you been in Bulgaria?

Tom bir süredir mutluydu.

Tom was happy for a time.

Bir süredir seyahat ediyorum.

I've been traveling for a while.

Tom uzun süredir hasta.

Tom has been sick a long time.

Uzun süredir bunu yapmadım.

I haven't done this in a long time.

Tom uzun süredir hastanede.

Tom has been in the hospital for a long time.

Uzun süredir mutlu olmadım.

I haven't been happy for a long time.

Çok uzun süredir buradayım.

I've been here for a very long time.

Çok uzun süredir hastayım.

I've been sick for a very long time.

Yeterince uzun süredir bekliyoruz.

We've been waiting long enough.

Ben bir süredir buradayım.

- I've been here for a while.
- I've been here a while.

Uzun süredir seni görmedim.

- I haven't seen you for a long time.
- I haven't seen you in a long time.
- I haven't seen you for a while.

Bebek uzun süredir ağlıyordu.

The baby has been crying for a long time.

Çok uzun süredir uzaktaydım.

I've been away too long.

Bunu uzun süredir yapıyorum.

I've been doing it a long time.

Uzun süredir bunu yapıyorum.

- I've been doing this a long time.
- I've been doing this for a long time.

Bir süredir onu biliyorum.

I've known that for a while.

Uzun süredir Tom'u tanıyorum.

- I've known Tom a long time.
- I've known Tom for a long time.

Bir süredir Tom'u görmedim.

- I haven't seen Tom for a while.
- I haven't seen Tom in a while.

Ne kadar süredir Japonya'dasınız?

How long have you been in Japan?

Uzun süredir onu görmedi.

She has not seen him for a long time.

Ne kadar süredir uzaktasın?

How long have you been away?

Sanırım uzun süredir buradasın.

I think you've been here too long.

Sen uzun süredir Boston'daydın.

You've been in Boston way too long.

Tom uzun süredir evli.

Tom has been married a long time.

Bu bir süredir orada.

It's been there a while.

Onlar bir süredir oradalar.

They've been there for a while.

Uzun süredir onunla birlikteyim.

I've been with him for a long time.

Uzun süredir Boston'a gitmedim.

- I haven't been to Boston in a long time.
- I haven't been to Boston for a long time.
- I haven't been in Boston long.

Uzun süredir yüzmeye gitmedim.

I haven't gone swimming in a long time.

O bir süredir bekâr.

She has been single for a while.

Ne kadar süredir uyuyorum?

How long have I been asleep?

Bir süredir bunu duymadım!

I haven't heard this in a while!

Tom uzun süredir bekliyor.

Tom has been waiting a long time.

Bir süredir bunu görmedim.

- I haven't seen this in a while.
- I haven't seen this for a while.
- I haven't seen this one for a while.

Bir süredir yemek yemedim.

I haven't eaten in a while.

Uzun süredir onu seviyorum.

I have loved her for a long time.