Translation of "Sörf" in English

0.006 sec.

Examples of using "Sörf" in a sentence and their english translations:

Sörf eğlenceliydi.

Surfing was fun.

Sörf yapamam.

I can't surf.

Sörf yapmaya bayılıyor.

He is really crazy about surfing.

Asla sörf yapmıyordum.

I've never been surfing.

Nereden sörf kiralayabilirim?

Where can I rent a surfboard?

Sörf eğlenceli görünüyor.

Surfing looks like fun.

Sörf yapmaya gidelim.

Let's go surfing.

Sörf sever misiniz?

Do you like surfing?

Sörf yapmaktan hoşlanıyorum.

I like surfing.

Sörf yapıyor musun?

Do you surf?

Sörf yapmaktan hoşlanmam.

I don't like surfing.

Hangisinde daha iyisin, yarım sörf tahtasıyla sörf yapmada mı yoksa sörf yapmada mı?

Which are you better at, boogie-boarding or surfing?

Tom sörf yapmaya düşkündür.

Tom is keen on surfing.

Onlar sörf yapmaya gittiler.

They went surfing.

O sörf yapmaya gitti.

He went surfing.

Sörf yapmayı nerede öğrenebilirim?

Where can I learn how to surf?

Nerede bir sörf alabilirim?

Where can I buy a surfboard?

Tom sörf yapmaya gitti.

Tom went surfing.

Sörf yapmaya gidebilir miyim?

Can I go surfing?

Tom sörf yapmayı sever.

Tom likes surfing.

Sörf tahtası bavuluma sığmaz.

The surfboard doesn't fit in my suitcase.

Internette sörf yapmayı severim.

I like to surf the internet.

Kiminle sörf yapmaya gittin?

Who did you go surfing with?

Tom'la sörf yapmaya gittim.

I went surfing with Tom.

Dün sörf yapmaya gittim.

I went surfing yesterday.

Tom'dan sörf yapmayı öğrendim.

I learned how to surf from Tom.

Sörf yapmak çok eğlenceli.

Surfing is a lot of fun.

Tom bana sörf yapmayı öğretti.

Tom taught me how to surf.

Çocuklarıma sörf yapmayı öğretmeye başladım.

I've started teaching my kids to surf.

Bana sörf yapmayı öğretir misin?

Would you teach me to surf?

Tom bana bir sörf verdi.

Tom gave me a surfboard.

Çok sık sörf yapmaz mısın?

Don't you very often surf?

Avukatların sörf yapmasına gerek yoktu.

The lawyers haven't needed to surf.

Bu sabah sörf yapmaya gittim.

I went surfing this morning.

Ben onlarla sörf yapmaya gittim.

I went surfing with them.

Sörf yapmayı seviyorsun, değil mi?

You like surfing, don't you?

Hiç Tom'la sörf yapıyor musun?

Do you ever go surfing with Tom?

Sörf yapmayı çok iyi bilmiyorum.

I don't know how to surf very well.

Sami, Hawaii'de sörf yapmaya gitti.

Sami went surfing in Hawaii.

Hiç sörf yapmayı denediniz mi?

Have you ever tried surfing?

Yüzerek ve sörf yaparak eğlendin mi?

Did you have a good time swimming and surfing?

Yeni sörf tahtasını denemek için sabırsızlanıyordu.

He couldn't wait to try out his new surfboard.

Tom bu sabah sörf yapmaya gitti.

Tom went surfing this morning.

Mary bu sabah sörf yapmaya gitti.

Mary went surfing this morning.

Geçen yaz kaç kere sörf yaptın?

How many times did you go surfing last summer?

Tom'un Mary ile sörf yapacağını düşündüm.

- I thought Tom would go surfing with Mary.
- I thought that Tom would go surfing with Mary.

Tom bugün bir sörf tahtası alabilir.

Tom may buy a surfboard today.

Sami kazadan sonra sörf yapmayı bıraktı.

Sami quit surfing after the incident.

Tom zamanının çoğunu sörf yaparak geçirir.

Tom spends most of his time surfing.

- Hiç Tom'la sörf yaptın mı?
- Tom'la hiç sörf yaptın mı?
- Hiç Tom'la sörfe gittin mi?

Have you ever gone surfing with Tom?

Web'de sörf yaptığında web siteleri tarafından izlenebilirsin.

When you surf the web, you may be tracked by websites.

Tom bana yeni bir sörf tahtası aldı.

Tom bought me a new surfboard.

O yaz boyunca her gün sörf yapar.

He surfs every day during the summer.

Dün bu saatlerde internet de sörf yapıyordum.

I was surfing on the internet at this time yesterday.

Bu öğrenciler çok sık sörf yapar mı?

Do those students very often surf?

Bu sabah sörf yapmaya gittin, değil mi?

You went surfing this morning, didn't you?

En son ne zaman sörf yapmaya gittin?

When was the last time you went surfing?

Geçen yaz her gün sörf yapmaya gittim.

I went surfing every day last summer.

Tom Mary ile sörf yapmaya gitmiş. olabilir.

Tom might've gone surfing with Mary.

Tom Mary ile sörf yapmaya gitmiş olabilir.

Tom may have gone surfing with Mary.

Tom bugün bir sörf tahtası satın alabilir.

Tom might buy a surfboard today.

Tom gerçekten çok iyi sörf yapmayı bilmiyor.

Tom doesn't really know how to surf very well.

O her hafta sonunu internette sörf yaparak geçirir.

He spends every weekend surfing the Net.

O, internette sörf yaparak çok fazla zaman harcar.

She spends way too much time surfing the web.

Bu kadar iyi sörf yapmayı sana kim öğretti?

Who taught you to surf so well?

Tom ve ben bu sabah sörf yapmaya gittik.

Tom and I went surfing this morning.

Tom gerçekten çok iyi sörf yapmayı bilmediğini söyledi.

- Tom said he didn't really know how to surf very well.
- Tom said that he didn't really know how to surf very well.

Tom sörf yapmaya gittiğinde genellikle bir dalış elbisesi giyer.

Tom usually wears a wetsuit when he goes surfing.

1998'den beri herhangi biri internette sörf yapma girişiminde bulundu mu?

Has anyone attempted to "surf" the Internet since 1998?

Christopher Columbus Pirate Bay'ın sularından zevk aldı ve oraya sık sık sörf yapmaya giderdi.

Christopher Columbus enjoyed the torrents of Pirate Bay and would often go surfing there.