Translation of "Parkında" in English

0.004 sec.

Examples of using "Parkında" in a sentence and their english translations:

Ve Thomas Jefferson parkında,

And in the landscape of Thomas Jefferson,

Seninle top parkında buluşacağım.

I'll meet you at the ball park.

Şehir parkında bir iskelet bulundu.

A carcass has been found in the urban park.

O bir karavan parkında yaşıyor.

She lives in a trailer park.

Tom bir karavan parkında yaşıyor.

Tom lives in a trailer park.

Kalenin parkında her şey sessizdi.

Everything was quiet in the castle's park

Sami bir karavan parkında yaşıyordu.

Sami lived in a trailer park.

Çocuk parkında ebelemece oynayan bazı çocuklar vardı.

There were some children playing tag on the playground.

Sen hiç halk parkında seks yaptın mı?

Have you ever had sex in a public park?

Biz tema parkında heyecan verici bir zaman geçirdik.

We had a thrilling time at the theme park.

- Lunaparkta Mary yalnız başına ağlayan bir oğlan buldu ve yumuşak bir sesle "Merhaba yavrum, sorun nedir? Kayıp mı oldun? Seni Kayıp Çocuklar Şubesine götüreyim mi?" dedi.
- Eğlence parkında kendi kendine ağlayan bir erkek çocuk buldu, ve onunla kibarca konuştu. "Hey, evlat, Sorun nedir? Kayboldun mu? Seni kayıp çocuklar bölümüne götürmemi ister misin?"

In the amusement park Mary found a boy on his own weeping, and spoke to him gently. "Hey, sonny, what is it? Are you lost? Would you like me to take you to the Lost Children Department?"