Translation of "Oyuncakları" in English

O oyuncakları sever.

He loves toys.

O, oyuncakları sever.

She loves toys.

Oğlanın oyuncakları banyoda.

The boy's toys are in the bathroom.

Çocuklar oyuncakları ile oynarlar.

Children play with toys.

Benim kedim oyuncakları sever.

My cat loves toys.

Çocuklar oyuncakları ile oynuyor.

- Children are playing with toys.
- Children play with toys.

Tom oyuncakları sepete koydu.

Tom put the toys in the basket.

Köpekler gıcırtılı oyuncakları sever.

Dogs like squeaky toys.

Asker oyuncakları dükkanlarca bolca bulunur.

Military toys are abundant in the shops.

Benim hobim eski oyuncakları toplamaktır.

- My hobby is to collect old toys.
- My hobby is collecting old toys.

Lütfen tüm bu oyuncakları Tom'a ver.

Please give Tom all these toys.

Lütfen tüm bu oyuncakları Tom'a verin.

Please give all these toys to Tom.

Erkek torunumun oyuncakları evin etrafında yayılır.

My grandson's toys are spread all around the house.

Sami'nin oyuncakları onun arabaları ve tekneleriydi.

Sami's toys were his cars and boats.

Bill genellikle tek başına oyuncakları ile oynar.

Bill often plays with toys by himself.

Annesi kızına bu oyuncakları ortadan kaldırmasını söyledi.

The mother told her daughter to put those toys away.

En çok aranan oyuncakları bu mağazada bulacaksın.

You'll find the most wanted toys in this store.

Neden erkekler ve kızlar farklı oyuncakları severler?

Why do boys and girls like different toys?

Dükkanlar, parlak oyuncakları ve yeşil dallarıyla neşeli görünüyor.

The shops look merry with their bright toys and their green branches.