Translation of "Oynarlar" in English

Çocuklar bloklarla oynarlar.

Children play with blocks.

Onlar bazen beyzbol oynarlar.

They sometimes play baseball.

Çocuklar oyuncakları ile oynarlar.

Children play with toys.

Onlar öğleden sonra oynarlar.

They play in the afternoon.

Onlar birlikte çok oynarlar.

- They play a lot together.
- They play together a lot.

Onlar her boş zamanlarında briç oynarlar.

They play bridge every free moment.

Çocuklar her gün bu parkta oynarlar.

Children play in this park every day.

Tom ve Mary birlikte golf oynarlar.

Tom and Mary play golf together.

Tom ve Mary sık sık bilardo oynarlar.

Tom and Mary often play billiards.

Çinli insanlar başka bir tür satranç oynarlar.

People from China play another kind of chess.

Bu çocuklar sık sık küçük sokaklarda oynarlar.

These boys often play in the little streets.

Tom ve Mary bazen birlikte tenis oynarlar.

Tom and Mary sometimes play tennis together.

Onlar parkta her öğleden sonra top oynarlar.

They play ball in the park every afternoon.

- Tom ve Mary sık sık birlikte kağıt oynarlar.
- Tom ve Mary sık sık birlikte iskambil oynarlar.

Tom and Mary often play cards together.

Tom ve Mary sık sık birlikte tenis oynarlar.

Tom and Mary often play tennis together.

Tom ve Ken her öğleden sonra tenis oynarlar.

Tom and Ken play tennis every afternoon.

Sorular ve cevaplar etkileşimde büyük bir rol oynarlar.

Questions and answers play an enormous role in interaction.

Tom ve Mary çoğunlukla okuldan sonra tenis oynarlar.

Tom and Mary often play tennis together after school.

Amerika Birleşik Devletleri'nde insanlar mahjong'un farklı bir sürümünü oynarlar.

- In America, people play a different version of mahjong.
- In the United States, people play a different version of mahjong.

Tom ve Mary Cumartesi sabahı her zaman tenis oynarlar.

Tom and Mary always play tennis on Saturday morning.

Tom ve Mary hemen hemen her zaman okuldan sonra tenis oynarlar.

Tom and Mary almost always play tennis after school.