Translation of "Oynayan" in English

Orada oynayan çocuğa sorabilirsin.

- You can ask the child who's playing over there.
- You can ask the child who is playing over there.

Tenis oynayan kızı tanıyorum.

I know the girl who is playing tennis.

Parkta oynayan çocuklar yoktu.

There were no children playing in the park.

Salıncaklarda oynayan çocuk görmedim.

I didn't see any children playing on the swings.

Top oynayan çocuklar var.

There are children playing ball.

Top oynayan çocuğu ile birlikte.

who is playing with a ball.

Parkta oynayan bazı çocuklar vardı.

There are some children playing in the park.

Caddede oynayan iki çocuk vardı.

There were two children playing on the street.

İsa'yı oynayan aktör oldukça yakışıklı.

The actor who plays Jesus is quite handsome.

Orada oyun oynayan çocuğa sorabilirsin.

- You can ask the child who's playing over there.
- You can ask the child who is playing over there.

Parkta oynayan üç çocuk var.

There are three children playing in the park.

Peter Pan rolünü oynayan çocuk kim?

Who is the boy acting the part of Peter Pan?

Odada iskambil oynayan dört erkek vardı.

In the room there were four boys, who were playing cards.

Penceremin dışında oynayan çocukların sesini duyabiliyordum.

I could hear the sound of children playing outside my window.

Parkta oynayan bir grup çocuk vardı.

There was a group of children playing in the park.

Tom kornasını sokakta oynayan çocuklara çaldı.

Tom honked his horn at the kids playing in the street.

Tenis oynayan bir kız kardeşim var.

I have a sister who plays tennis.

Devletin şampiyonluğu nedeniyle sert oynayan takım tehlikedeydi.

The team played hard because the championship of the state was at stake.

Çocuk parkında ebelemece oynayan bazı çocuklar vardı.

There were some children playing tag on the playground.

Oynayan diğer çocukları seyreder ama asla kendisi katılmaz.

She watches the other kids playing, but she never joins in.

Satranç oynayan insanları izlemenin çok eğlenceli olmadığını düşünüyorum.

I think watching people playing chess isn't much fun.

Oyun alanında kovalamaca oynayan bir grup çocuk var.

- There are a bunch of kids playing tag on the playground.
- There are a lot of children playing tag on the playground.

O, onu ve beyzbol oynayan diğer çocukları izledi.

She watched him and the other boys playing baseball.

Ellerinde basketbol oynayan iki takımın videosu vardı ve deneklerden

They had a video of two teams playing basketball,

Sokakta tam penceremin önünde oynayan bir grup çocuk var.

There are a bunch of kids playing on the street just outside my window.

Bu gece oynayan iki takım Yomiuri Devleri ve Hanshin Tigers'tir.

The two teams playing tonight are the Yomiuri Giants and the Hanshin Tigers.

- Tom çifte ajandı.
- Tom ikili ajandı.
- Tom ikili oynayan bir ajandı.

Tom was a double agent.