Translation of "Olmamıştır" in English

Bildiğim kadarıyla, yurtdışında hiç olmamıştır.

As far as I know, he has never been overseas.

Tom hiç dakik biri olmamıştır.

Tom has never been punctual.

Umarım ona hiçbir şey olmamıştır.

I hope nothing happened to him.

Umarım ona bir şey olmamıştır.

I hope nothing's happened to her.

Tom muhtemelen hala ikna olmamıştır.

Tom is probably still unconvinced.

Rakamlarla aram hiçbir zaman iyi olmamıştır.

I've never been good with figures.

Bu tür lezzetler hiç bana göre olmamıştır.

I'm never a great one for these sort of tastes.

Şu ana kadar herhangi bir sorun olmamıştır.

- There have been no problems so far.
- There haven't been any problems so far.

Umarım Tom bunu yapmak için motive olmamıştır.

I hope Tom isn't motivated to do that.

Bu tür düşüncelerin sonuçta onların nihai kararı üzerinde herhangi bir etkisi olmamıştır.

Such considerations ultimately had no effect on their final decision.

- Oraya gidecek ve içindeki her şeyi okuyacak zamanım olmasını dilemeden bir kütüphaneyi asla fark etmem.
- Bir kütüphane görünce, gidip içindeki her şeyi okuyana kadar orada kalmayı dilemediğim olmamıştır.
- Ne zaman bir kütüphane görsem; gönlümden hep gidip içindeki her şeyi okuyana kadar orada kalmak geçer.

I never see a library without wishing I had time to go there and stay till I had read everything in it.